Sağlık Bakanlığı’nın bütçe teklifine dair açıklama yapan SES Ankara Şubesi, bütçe taleplerini açıklayarak 30 Kasım’da düzenlenecek “Geçinemiyoruz” mitingine çağrı yaptı.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, 2025 yılı Sağlık Bakanlığı bütçe teklifine ilişkin Ankara Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığı önünde açıklama yaptı. Açıklamaya KESK’e bağlı iş kolları temsilcileri katılırken, “Sağlık Bakanlığı 2025 bütçesi sağlıksızlığın belgesi” pankartı asıldı.
Açıklamayı yapan Ankara SES Şube Eşbaşkanı İbrahim Kara, Türkiye bütçesinin 2019 yılından bu yana açık verdiğini, bütçe açığı sorumluluğunun “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi” ile emekçiler ile işçilere yığılmak istendiğini belirtti.
Koruyucu sağlık hizmetlerine ayrılan payın her yıl gerilediğini söyleyen Kara, bu yıl ki payın ise resmi enflasyonun altında kaldığını söyledi.
2025 BÜTÇESİNDE DE KADINA YER YOK!
2025 bütçesinde kadına yer verilmediğini söyleyen Kara, “Toplumsal cinsiyete dayalı, kaynakların eşit dağılımını esas alan, kadınların ihtiyaçlarını hesaba katan bir bütçeyi göremiyoruz. 67 program arasında dağıtılan merkezi bütçede ailenin korunması 41’inci, kadının güçlendirilmesi 57’inci sırada yer alıyor” diye kaydetti.
Kara daha sonra SES olarak şu taleplerini sıraladı:
* Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır.
* Sağlık Bakanlığı bütçesinin genel bütçe içindeki payı yüzde 10’un üzerine çıkarılmalıdır. SGK pirim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK’ye genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır
* Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır
* SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır
* Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi devlet harcamalarının payı artırılmalı, SGK ve hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır. Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır.
* SGK’nin özel hastanelerden hizmet satın alması hizmet başına (fee-for-services) ve vaka başına (case payment) ödeme ile değil, toptan bütçeleme (global butgetting) ile olmalıdır
* Sağlık emekçileri sayısı OECD ortalamasına, güvenceli ve kadrolu istihdamla çıkarılmalıdır. 4-d,4b,4c,4924 vb tüm istihdam tipleri ile çalışanların istihdam modeli 4a statüsüne alınmalıdır. İstihdam rejimindeki karmaşa ve adaletsizlik giderilmelidir
* Sağlık emekçilerine ek ödeme, teşvik vb. adlarla yapılan, ekip anlayışını bozan, rekabet oluşturan ve çalışma barışını bozan ödeme yöntemi yerine yoksulluk sınırının üzerinde, tek kalemde, tamamı emekliliğe yansıyacak şekilde temel ücret ödenmesine başlanmalıdır. Temel ücret üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, kıdem yılı gibi kriterler ile giydirilmiş ücret belirlenmelidir. Hiçbir şekilde ek ödeme oranları temel ücretin yüzde 10’unu geçmemelidir.
* Sağlık emekçileri uygulanan döner sermaye uygulamaları nedeniyle kamuda çalışan emsallerine göre daha erken vergi dilimine girmektedir. Yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret rejimine gidilinceye kadar emekliliğe yansımayan döner sermaye, teşvik v.b isimler adı altında ödenen tüm ücretler vergi dilimi dışında bırakılmalıdır
* Sağlık hizmetleri sunumu kamunun sorumluluğundadır. Tümüyle kamusal olarak verilmelidir. Özel sağlık kurumlarına aktarılan her türlü pay kaldırılmalıdır. Kamu sağlık kurumları ve sağlık eğitimleri için bütçeden ayrılan pay yükseltilmelidir
* Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir
* Savaş toplum sağlığına zararlıdır. Ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesi gibi konularda da sağlık alanın söz sahibi olması gerekmektedir
* Sağlık hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık emekçileri ve örgütlerini ve halkı karar alma süreçlerine dahil edecek mekanizmalar oluşturulmalıdır
* Hukuksuz bir şekilde ihraç edilen ve hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan sağlık emekçileri derhal görevlerine iade edilmelidir
SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey ise KESK’in 30 Kasım’da Ankara’da düzenleyeceği “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa karşı mücadeleye çağırıyoruz” mitingi için çağrıda bulundu” /MA/
Tekrar kontrol edin
Bakan Tunç’tan tecrit açıklaması
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit uygulamasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Yeni ...