Bu hafta Çamlıyayla programını askıya aldık. Her hafta sonu yayla ziyaretimiz olur, ne var, ne yok bakar, buz gibi havada iki gün geçirirdik. Bu hafta da Kazım Akış arkadaşın kızını evlendirmenin mutluluğunu yaşadık. Allah mesut etsin.
Arkadaşlarla sohbet ettik, Kazım Bey bir ara, Mustafa Hocam senden bahsettim dünürüme, “O’da boş zamanlarını değerlendirmek istiyor, O’nu da hakem mi yapsak vb” dedi. Niye olmasın ? Çalışmanın, bir şeyle uğraşmanın iyi olduğunu, dediğimi yapmasını, gittiğim yoldan da gitmesini söyledim. Bizim gittiğimiz yolda çakıl taşları olmaz. Biz nereye kiminle gidileceğini bilen insanlarız.
Arkadaşın biri de; “Mezara mı götüreceksin, git otur köşende, rahatına bak” demez mi? Yav evde miskin miskin oturmak, dedikodu üretmekten başka bir işi olmayan birine mi benzetti beni bilmiyorum. Her ne yapıyorsam severek yapan biriyimdir. Sevmediğiniz bir işi, size zorla yaptırabilirler mi?
Hayat o kadar da kısa değil. Daha önümüzde uzun zamanlar var. Bir dakikayı bile güzel değerlendirmeye bakmalı, faydalı işlerde zamanımızı değerlendirmeliyiz. Boş oturan biri hayattan da tat alamaz.
Hayatın dikenli yollarını cennet bahçesine çevirmek elimizde. Hayat devam ediyor. Mücadeleye devam diyor, “dediğimi yapın, gittiğim yoldan da gidin.” diyorum…