Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Gençlik Servisleri Merkezi işbirliğinde 4 ülkeden 8, 2’de Türkiye’nin farklı kentlerinden olmak üzere 10 öğrenci, ‘Gönüllü Gençlik Programı’ çerçevesinde iki hafta boyunca Tarsus Gençlik Kampı’nda ağırlandı.
Öğrenciler, program süresince Gençlik Kampında çevre düzenlemesi, alan temizliği, geri dönüşüm atölyesi faaliyetleri, kampa gelen ziyaretçilerle vakit geçirme, çocuklarla oynama, tamirat, boyama gibi dolu dolu aktivitelerle vakit geçirdi. Kamp dışında da öğrenciler, Kanlıdivane, Adamkayalar, Kızkalesi, Cennet-Cehennem, Astım Mağarası, Kayacık Vadisi, Lamos Kanyonu, Saint Paul Kilisesi, Kırkkaşık Bedesteni, Tarsus Tarihi Evleri ve Tarsus Doğa Parkını gezdi.
“Özellikle Atatürk’ü ve önemli değerlerimizi anlattık”
Yabancı öğrencilere liderlik eden Ankara Üniversitesi Gıda Mühendisliği 2’nci sınıf öğrencisi Melike Bülbül, şunları söyledi: “Bu projede 4 farklı ülkeden 8 öğrencimiz var. Bu 8 öğrenci buraya gönüllü olarak, çalışma kampına geldi. Biz de onlara diğer arkadaşım Sidre Almaz’la birlikte liderlik ediyoruz. Tarsus Gençlik Kampındaki işlere yardımcı oluyorlar. Çevreye, doğaya ve insanlara faydalı şeyler bırakmaya çalışıyorlar. Bu sebeple biz onlara yardımcı oluyoruz. Arkadaşlarımız burada marangoz ustalarına yardım ediyorlar. Örneğin boya yapıyorlar, diğer ufak, incitmeyecek, insanlara zarar vermeyecek marangozluk işleri yapıyorlar. Etraftaki çevre düzenlemelerini yapıyorlar. Buradaki çalışanlara, beden eğitimi öğretmenlerine yardım ediyorlar. Buraya gelen çocukların survivor parkurunda yaptıkları etkinliklerde onlara yardımcı oluyorlar. Mersin’i ve Tarsus’u gezdik. Farklı yerlere, kanyonlara, doğa alanlarına, denize gittik. Tarsus’un tarihini onlara güzel bir şekilde anlatmaya çalıştık. Özellikle Atatürk’ü ve önemli değerlerimizi onlara anlattık.”
“Türk kültürünü öğreniyoruz. İyi ki Mersin’i seçmişiz”
Gönüllülükle İspanya’dan gelip Tarsus Gençlik Parkında ağırlanan Victor Molero, Katalonya’da Sosyal Bilimler Üniversitesinde okuduğunu söyleyerek, “Mersin’i çok sevdim. Akdeniz ikliminden dolayı Barcelona’yı anımsatıyor. Buradayız, burada çalışıyoruz. Çalışırken de Türk kültürünü öğreniyoruz ve pazarlık yapmayı öğrendik. Bir gecede arkadaşım Nil ile bu programa katılmaya karar verdik. Egzotik bir yer olmasını istedik. Daha fazla kültürel birleşimin olacağı bir yer istedik. O yüzden Türkiye’yi seçtik” dedi.
Meksika’dan Emanuel Olvera Arzivu, Mersin’i çok beğendiğini belirterek, “Kebaptan, tantuniden çok hoşlandım. Türkiye’de en sevdiğim yemekler bunlar. En sevdiğim tatlı da baklava. Cennet-cehenneme gittik. Orayı çok beğendim. Burada şu anda tamirat işleri yapıyoruz. Genel anlamda kampta çalışanlarla beraber çalıştım, yardım ettim” diye konuştu.
Rusya’dan gelen İana Shchednova ise “2 yıldan beri çalışma kamplarına katılmak istiyordum ama bu yıl yapmaya karar verdim. Türkiye benim için güzel bir seçim oldu. Mersin’i çok sevdim, çok hoş bir şehir. Çok sevdiğim kısımlardan biri de, katıldığım Yörük Gecesi oldu. Onların dansını öğrendim. Çok sevdim. En güzel anılarımdan biri buydu” ifadelerini kullandı.