Bu hafta perşembe pazarını geziyordum. Bundan bir ay önce tarlada bırakılan, toplatmaya gerek görmeden sürülen karnabahara gözüm takıldı…. fiyatı 3 lira.
Hemen hatırı sayılır toprak ağası bir ağabeyimi aradım sordum, neler oluyor diye çok dertli. “50 dekar karnabahar tarlasından yemişlik bile almadan sürdüm” dedi.
Neden diye ısrarla soruyorum.
“Bizim mallar yetişti, her biri 1.5, 2 kg arası oldu. Karnabaharlar cacık gibi ama gel gör ki halde fiyat yok. Kg fiyatı 0.50 krş. Ben bu karnabaharın dekarına 2.000 lira para harcadım. Dahası toplama ve işçcilik, hal giderlerini söylemiyorum” dedi.
Yani dedim zarar var. “Yok, yok zarar yok sürdüm. Kökünden zararın neresinden dönersen kar ya. İşte tam bende onu yaptım. Tamamını sürdüm. Tek bir tane koparmadan.” dedi.
Peki şimdi ne olacak? Soruyorum. “Bak” dedi.
“Bundan bir ay önce brokoli fiyatı 2 lira idi, bugün fiyat 6-7 lira. Bizler dededen, babadan çifçiyiz. Bizim işimiz açık kumar. Ben o zaman tercihimi karnabahardan yana kullandım zarar ettim. Ama brokoli ekseydim, zarar etmeden sezonu atlatırdım.. Ama geç eken arkadaşlarımız bugün para kazanıyor. Yani kumar bu. İşlerimiz açık kumar. Önce doğa ile mücadelemizi veriyor, sonrada malın kalitesine bakıp pazarda, İstanbul’dan, hallarden gelecek fiyatları bekliyoruz. Kimse bize sormuyor ki. Bu malın maliyeti ne kadar? dDiye. Fiyatları pazarın kendisi belirliyor, bizde boynumuzu eğip bekliyoruz. Her şey bundan ibaret.”
Sağlıcakla kalın…