Dr. Şeyhmus Gökalp yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Duruşma sonrası açıklama yapan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “Bu mücadele bitmez, bizim sağlık hakkı mücadelemizi kriminalize etmeye kimsenin gücü yetmez” dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) soruşturması kapsamında tutuklanan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi ve önceki dönem Merkez Konseyi üyesi Dr. Şeyhmus Gökalp hakkında “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Gökalp’in katıldığı duruşmada, avukatları Ziynet Özçelik, Barış Yavuz, Kerem Altıparmak hazır bulundu.
Duruşmayı, aralarında Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve konsey üyeleri, TTB Yüksek Onur Kurulu Üyeleri, önceki dönem TTB Merkez Konseyi Başkanı Sinan Adıyaman, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) önceki Eş Sözcüsü ve Toplum ve Hekîm Dergisi Editörü Onur Hamzaoğlu, TTB İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten ve KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Necdet İpekyüz olmak üzere 18 kişinin izlemesine izin verildi.
YOĞUN POLİSİYE ÖNLEMLER ALINDI
Gökalp’a destek amaçlı gelen Diyarbakır, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Muğla, Eskişehir, Van, Antep, Mardin, Batman, Şırnak, Urfa ve Mersin Tabib Odası başkanları, Diyarbakır’da bulunan sivil toplum örgütleri temsilcileri ise duruşmanın bulunduğu koridorda bekledi. Duruşmaya HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel alınmazken, duruşma salonu önünde ve koridorda yoğun polisiye önlemler dikkat çekti.
Mahkeme heyeti, duruşma salonundaki yoğunluğu gerekçe göstererek gazetecilerden sadece bazılarını içeri aldı.
‘İNSAN HAKLARI SAVUNUCUSUYUM’
Hakkındaki iddialara karşı savunma yapan Gökalp, “Bugün, bu yargılamanın gerçeğe düşen karanlığa, aydınlık olacağına inanıyorum. Salgınla mücadele eden, balkonlarda alkışlanan bir hekimim. Sağlık bakanı memurunun istifa ve izinleri durdurmuşken gözaltına alındım. Birçok yerde iş yeri hekimliği yaptım. 3 bin kişi için koruyucu hekimlik yaptım. Salgın sürecinde birçok ülkenin sağlık sistemi çöktü. Yaklaşık 180 bin meslektaşımla birlikte sağlık sistemimiz çökmesin diye çalıştık. Sadece gönüllü olarak TTB’de çalışıyorum. Savcılık ve kolluğa rahat gidecek bir kimliğe sahipken, evim basıldı. 4 gün boyunca kirli, havasız ve 6 metre karelik bir alanda gözaltında kaldım. Sonra hiçbir zaman tanımadığım, çalışmadığım bir kişinin uyduruk ifadesiyle tutuklandım. Silahlı örgüt üyesi olmakla suçlanıyorum. 3 aydır bu şaşkınlıkla yatıyorum, aynı şaşkınlıkla uyanıyorum. Silahlı örgüt üyesi suçlaması bu kadar kolay yapılmamalıdır. 17 yıldır Diyarbakır’da koyucu hekimlik yapıyorum. Mesleğim gereği insan hakları savunucusuyum. Daima silaha ve çatışmaya karşı durdum” dedi.
‘GÖZALTINA ALINMAYI DAHİ BEKLEMİYORDUM’
Hipokrat yeminine her zaman sadık kaldığını vurgulayan Gökalp, “Hak ve hukuku savunurken haksızlığa maruz kaldım. Suçlamayı tamamıyla reddediyorum. Beni tanımayan bir şahsın yalan beyanlarına inanmayın. DTK veya KCK üyesi değilim. Türk Tabipler Birliği’nin Yüksek Onur Kurulu üyesiyim. Sivil toplum örgütlerinden sayısız davetiye aldım. Hangisine katılıp katılmadığımı hatırlamıyorum. Tutuklanmayı değil, gözaltına alınmayı dahi beklemiyordum. Yapılan hatadan vazgeçilmesini talep ediyorum” diye konuştu.
Mahkeme başkanı Gökalp’e 26 Mart 2016 ve 16 Eylül 2017 tarihli DTK kongrelerine katılıp katılmadığını sordu. Gökalp ise belirtilen DTK kongrelerine katılıp katılmadığını hatırlayamadığını söyledi.
SAVCI MÜTALAASI
Gökalp’ın avukatları tarafından yapılan savunma sonrası duruşma savcısı sunduğu mütalaasında, gelecek celse dosya tanığı olan Hicran Berna Ayverdi’nin dinlenmesi için müzekkere yazılmasını istedi. Savcı ayrıca, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesi ile tutukluluğun ölçülü olması gerekçesiyle, Gökalp’in tutukluluğunun devamını talep etti.
Gökalp, avukatlarının dosyaya sunduğu belgelerle itirafçı beyanlarının yalanlandığını belirterek, tahliyesini istedi.
Gökalp’in avukatı Kerem Altıparmak ise Osman Kavala, Selahattin Demirtaş ve Ahmet Şık’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları’nı hatırlatarak, tutukluluk için yeterli ve somut delillerin olması gerektiğini vurguladı. Altıparmak, “Mart 2019’da soruşturma başlıyor. Suç olduğu iddia edilen suçlar üzerinden 2 yıl, savcılık yazısından 7 ay, tutuklulukta 3 ay geçmiştir. Savcılık toplamadığı delili, gelsin öyle karar verelim diyor. Müvekkilimin tahliye ve beraatını talep ediyorum” şeklinde konuştu.
Duruşmaya ara vermeyen mahkeme heyeti, Gökalp’in yurt dışına çıkış yasağıyla birlikte tahliyesine karar vererek, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
‘MÜCADELEMİZİ KRİMİNALİZE ETMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ’
Tahliye haberini alkışlar ile kutlayan katılımcılar, açıklama yapmak üzere adliye girişine geldi. Burada katılımcılar adına kısa bir konuşma yapan TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Gökalp’ın tutukluluk süresine dikkat çekerek, “Olmayan bir takım iddialarla ve somut belgeler sunulmasına rağmen baştan tutukluluğun zaten olmaması gerektiğini ifade ediyorduk. Ama biz hiç yılmadık. Meslek örgütümüz olarak, odalarımız Türkiye’den gelen tüm sağlık emek örgütlerimiz bir aradaydık, yan yanaydık, biz Şeyhmus’un suçsuzluğunun tanığıydık. TTB yüksek onur kurulu üyemiz, TTB’nin onurudur. Meslektaşımız Şeyhmus Gökalp, hastalarının ve işinin başına gelecek ve hep beraber yan yana toplumun sağlık hakkı için mücadele edeceğiz. Bu mücadele bitmez, bizim sağlık hakkı mücadelemizi kriminalize etmeye kimsenin gücü yetmez” dedi.
Açıklamanın ardından kitle, alkışlar eşliğinde adliye binası önünden ayrıldı. (Diyarbakır MA)