Merkez Bankası’nın (MB) döviz rezervi hakkındaki “128 milyar dolar nereye gitti?” sorusu siyasetinde gündeminde. Muhalefetin yönelttiği bu soruya iktidar cephesinden verilen yanıt dövize karşı Türk Lirası’ndaki fiyat istikrarını korumak için bu rezervlerinin kullanıldığı yönünde. Muhalefet partileri ise bu konuda şeffaf bir süreç işlemediği iddiasında. Öyle ki eski Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın bu paranın peşine düştüğü için görevinden alındığı yönünde iddialar da yansıdı.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) İstanbul’un bir çok yerine astığı “128 milyar dolar nereye gitti?” pankartlar kaldırıldı. CHP’nin il ve ilçe teşkilatlarına asılan afişler de savcılık kararıyla indirildi.
Türkiye’de yaşanan süreci Mezopotamya Haber Ajansı muhabiri Diren Yurtsever’e değerlendiren CHP’li Mehmet Bekaroğlu önemli tespitlerde bulundu.
CHP İstanbul Milletvekili ve Meclis Plan ve Bütçe Komisyon Üyesi Mehmet Bekaroğlu, 128 milyar dolar döviz rezervi konusundaki sürecin karşılıklı bir polemiğe doğru gittiğini belirterek, meselenin MB’nin rezervlerinin yanlış bir şeklide kullanılması olduğunu söyledi.
Bu noktada politika ve usul olarak yanlışlıkların olduğunu dile getiren Bekaroğlu, “Yapılan açıklamalarda ‘Finansal saldırı ile karşı karşıya kaldık, bununla mücadele etmek için kullandık bir kısmını’ deniliyor. Yani kurla müdahale etmek için kullandıklarını söylüyorlar. Ama kurda herhangi bir kontrol olmadı ve kur aşırı yükseldi. Yani amaç gerçekleşmedi. Faizlerin düşük kalmasını sağlamak amacıyla müdahale ettik deseler, o da olmadı. Politikalar yanlış, iddiaların hiçbiri gerçekleşmedi” dedi.
‘128 MİLYARI İNGİLTERE BÜYÜKELÇİLİĞİNE Mİ SORALIM?’
Bekaroğlu, MB’nin rezervlerinin nasıl kullanılacağının yasal olarak da belli olduğunu ifade ederek, şunları söyledi: “Türkiye’de görülmemiş bir şekilde MB’nin kaynakları acayip şekilde kullanıldı ve elde edilmek istenen amaçların hiçbiri de gerçekleşmedi. İlk defa MB’nin rezervleri eksilere düştü. Biz soruyoruz; ‘128 milyar dolar nereye gitti?’ diye. Kimler MB’den topluca yüklü dövizler satın aldı, kaç kişi satın aldı ve o alınan dövizleri 2-3 gün sonra piyasaya ya da tekrar MB’ye kaça sattılar? Şeffaflık yok ve dolayısıyla bir sürü karanlık şeyler var. Biz de muhalefet partisiyiz. Bir dahaki seçimde vatandaştan yetki alacağız ve Türkiye’yi yöneteceğiz. Muhalefet partisi iktidar partisinin icraatlarını denetler. İktidar kim? Yeni sistemde iktidar da Cumhurbaşkanı. ‘128 milyar dolar nerede?’ afişi astığımız zaman devletin savcısı gelip indiriyor. Niye diye sorduğumuzda, ‘suç var’ diyor. Ne suçu diye sorduğumuzda, ‘Cumhurbaşkanına hakaret suçu’ deniliyor. ‘128 milyar dolar nerede?’ diye sorduk. Kime soralım kapıcıya mı, kaymakama mı, İngiltere büyük elçiliğine mi? Tabi ki Cumhurbaşkanına soracağız.”
‘ANAYASAL DÜZEN ORTADAN KALDIRILIYOR’
CHP teşkilatlarının basılması ve afişlerin indirilmesinin vahim bir durum olduğunun altını çizen Bekaroğlu, “Ben darbe kelimesini gelişi güzel kullananlardan değilim. Ama şimdi kullanacağım. Darbe budur. Anayasal düzenin işlemesine fiilen müdahaledir. En temel anayasal hakkımızı kullanıyoruz. Kaldı ki çaldınız mı diye de sorabilirim. Ama biz nerede diye soruyoruz. Bir ülkede kurallar yoksa, orada demokrasi olamaz. Kurallar da anayasa ile belirlenir. Buna da anayasal düzen diyoruz. Anayasal düzen ortadan kaldırılıyor hem de anayasal düzeni korumakla görevli olan savcı tarafından ve bu kişiler hukuk çerçevesinde bunun hesabını verecekler” diye konuştu.
‘İKTİDAR GÜVEN AŞINIMI YAŞIYOR’
Bekaroğlu, 103 amiral tarafından yayımlanan bildirisi üzerinde de durdu. Bildiri sonrası CHP’nin hedef alınmasının bir algı operasyonu olduğunu ifade eden Bekaroğlu, fakat bunların artık tutmadığını kaydetti.
İktidarın bildiri üzerinden yaratmak istediği tepkiyi göremediğini belirten Bekaroğlu, “Filan generalin damadı, kızı falan CHP’li diye boy boy haberler çıktı. E böyle olunca ne oluyor ‘CHP’liler yapmışlardır’ deniliyor. O zaman 15 Temmuz’u da siz yaptınız. 15 Temmuz işine girenlerin tamamının akrabaları AKP’li. O zaman bu işi de siz yaptınız. Buradan CHP’nin ne alakası var. Bu olay CHP’nin lehine değil ki. Amiraller devirecek de idareyi CHP’ye mi verecekler? Bu kadar komiklik olur mu? Bütün bunlar bile ne kadar çaresiz olduklarını, ne kadar güven kaybettiklerinin göstergesi. İktidar, korkunç bir şekilde her konuda güven aşımı yaşıyor” şeklinde konuştu.
‘ŞU ANDA SEÇİM MUHALEFET İÇİN UYGUN’
Türkiye’nin yönetilemediğini ve iktidarın güç kaybettiğini söyleyen Bekaroğlu, Türkiye’nin temel sorunlarını çözmek için muhalefetin bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı.
Bekaroğlu, bunu şu sözlerle dile getirdi: “Türkiye’nin yönetilmemesinin bedeli, maliyeti giderek artıyor. Dolayısıyla iki sene daha bu ülke bu maliyete dayanamaz. Bir an evvel seçime götürmek gerekiyor Türkiye’yi. Tabii muhalefet seçimi kendine en uygun zamanda ister. İktidar da uygun zamanda ister. Şu anda seçim muhalefetin isteyeceği durumda. İktidar da seçimden kaçabildiği kadar kaçacaktır, ama maliyet artıyor. Korkarım ki Türkiye geçmiştekine benzer çok daha ağır ekonomik krizler yaşayabilir ve Cumhurbaşkanı kontrolünü kaybeder ve geçmişte olduğu gibi Devlet Bahçeli tarafından seçim ilan edilebilir. Devlet Bahçeli 2002’de ilan etmişti ya olabilir yine.”
‘MUHALEFET BİR ARAYA GELMELİ’
AKP iktidarının son zamanlarda fiilen anayasal suçlar işleyerek Türkiye’de demokratik siyasal zemini ortadan kaldırdığını da söyleyen Bekaroğlu, “Bunu tespit eden ve bu durumdan yakınan muhalefet partileri bir araya gelecek ki iktidar bloğunu bu seçimde iktidardan indirsin. Ve ne yapacaksa kendisi gelsin yapsın. Burada temel şey demokratik siyasal zemini, anayasal düzeni yeniden tesis etmektir. Yani bu ille de parlamenter, demokratik parlamenter sistemi tesis etmek anlamında değil, daha derin bir şey söylüyorum. Demokratik siyasal bir yapıyı; düşüncemizi ifade edeceğiz, serbestçe halka anlatacağız, halk serbest seçimlerle iktidara getirecek. Gerçek anlamda demokratik siyasal bir işleyişi hayata geçireceğiz. Dolayısıyla bütün bunları yapmak üzere muhalefet bir araya gelecek. Muhalefetin oluşturacağı ittifak seçime giderken vatandaşa şu vaatleri söyleyecek: Demokratik ve anayasal sistem ve ekonominin onarılması. Bu ikisini vaat etmeli.”
‘İTTİFAK DAHA ŞEFFAF OLMALI!’
Bekaroğlu, muhalefetin kurması gereken ittifakın da açık yapılması görüşünde. Bekaroğlu, ayrıca ekonomi, yargı, yönetim gibi konulardaki sorunları çözmek için muhalefetin bir program üzerinde çalıştığın da sözlerine ekleyerek, daha planlı ve şeffaf yapılması gerektiğini vurguladı.
Bekaroğlu, iktidarın muhalefet üzerindeki manipülasyonunun oya yansımadığını da sözlerine ekledi. Bekaroğlu, “Bu amiral battı hikayesinde olduğu gibi ters tepiyor. Bu İstanbul seçimlerinden bu tarafa böyle. İnsanlar artık çok fazla bu işlere inanmıyor. Tespit ettiğim bu. Ama en azından kendi tabanını konsolide etmek için bunları kullanıyorlar. Darbeyle ilgili amirallerin bildirisine yaptıkları gibi” dedi.
Tekrar kontrol edin
Yenidoğan Çetesi iddianamesi kabul edildi
Yenidoğan Çetesi soruşturmasında 22’si tutuklu 47 kişi hakkında hazırlanan iddianame kabul edildi. İstanbul’da bebek hastaları ...