‘Barınak değil, ölüm kampları’

ANKARA– 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Yönetmeliğinin 6’ncı maddesine göre, sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunlu. Belediyeler hayvanların doğalarına uygun olacak şekilde bakımevi kurmakla, sahipsiz sokak hayvanlarını aşılayıp, kısırlaştırıp öncelikle aldığı yere bırakmakla yükümlü. Uygulamada hayvan bakımevleri birer sağlık ocağı, veterinerlik, klinik ve hatta rehabilitasyon merkezi olarak çalışması gerekirken, bu merkezler insanlar tarafından terk edilmiş birçok sağlıklı kedi ve köpeğin bulunduğu, hayvanların kötü şartlarda yaşamaya mahkum edildiği “Hayvan Bakımevi” adı altında mekanlara dönüşmüş halde.

Sokak hayvanları için çalışmalar yürüten Güliz Gündüz, yaklaşık 8 yıldır hayvan hakları savunuculuğu yapıyor. Barınaktan çıkardığı 14 yavru köpeğin bakımı için ikinci el eşya kermesi düzenleyen Gündüz, hayvan barınaklarının durumu ve ihlaller hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Gündüz, arkadaşlarıyla birlikte Yenimahalle barınağından 14 yavru köpek kurtardıktan sonra, bu hayvanların klinik destekleri için kermes düzenlemeye karar verdiklerini söyledi. Çeşitli kafe ve pazarlarda düzenledikleri kermese ilginin olduğunu belirten Gündüz, hayvan severler tarafından bağışlanan eşyalarla dayanışmayı sürdürdüklerini söyledi. Bütün barınaklarda kanlı ishal ve gençlik hastalığı virüsünün yaygın olduğunu söyleyen Gündüz, hayvanların barınakta kalmasının ölmelerine sebep olduğu ve barınakta kalmamaları gerektiğini ifade etti. Gündüz, yeni yapılan barınakların dar, uzun ve topraksız bir alan olduğuna ve hayvanların betonun üzerinde yaşamak zorunda kaldığına dikkati çekti.

Barınakların yasaya göre, “geçici bakımevleri” olarak geçtiğini belirten Gündüz, “Ömür boyu kalmaları için değil. Şu an bütün belediyeler hayvanları orada tutarak suç işliyor. Ayrıca çöplüklerde yaşayan çok sayıda aç ve kötü durumda olan hayvanlar var. Belediyeler hayvanları toplayarak, başka bir belediyenin bölgesine bırakıyor. Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6’ncı maddesini ihlal edenlerin ceza alması için çalışıyoruz. Yerel yönetimlerin etkin kısırlaştırma yapması gerekiyor çünkü popülasyonları artıyor. Popülasyon arttığı sürece besleme ve aşılamaları yapamıyoruz. Gönüllüler ya da derneklerin kapasitesi yeterli olamıyor” ifadelerini kullandı.

Hayvan hakları konusunda farkındalık yaratma temelinin eğitimden geçtiğine dikkati çeken Gündüz, okul öncesi eğitimden itibaren müfredatta “hayvan hakları” derslerinin işlenmesi gerektiğini, medyanın da insanları bilinçlendirmek için bu konuları işlemesinin önemli olduğunu ifade etti.

Gündüz, Hayvanları Koruma Yasası’nın içeriği değiştirilmedikçe “mal değildir, candır” ibaresinin anlamı olmadığını belirterek, “Hayvana şiddete, öldürmeye, cinsel istismara ertelemesiz, yatarı olan ceza verilmesi şart. Ancak bunlarla hayvanları koruyup, failleri caydırabiliriz. ‘Hayvanları Koruma Kanunu’ değil, ‘Hayvan Hakları Yasası’ olmak zorunda” diye konuştu.

Yasaya göre, petshopların artık vitrinlerde hayvan satamayacaklarını ancak eşya gibi katalogdan seçilecek olmasının absürt olduğunu ifade eden Gündüz, insan merkezli yaklaşıldığının ve hayvan haklarının görmezden gelindiğini söyledi. Gündüz, “Onların da bizim gibi bilinçli, duyarlı, merkezi sinir sistemi olan canlılar olduğunu kabul edip, satışlarını bir an önce durdurmaları lazım. Çok ciddi bir hak gaspı var” dedi.

Gündüz, mücadele çağrısı yaparak, “Hayvanlar gelip ‘biri bana şiddet uyguladı’ diyemiyor. Hayvanları gözeterek, sorumluluğunu alarak dayanışmamız lazım. Tüm ezilenlerin bir araya gelerek hak mücadelesi vermesi gerekiyor” ifadesini kullandı. /MA/