Nisan 2018’de göreve geldiğimiz tarihten bu yana son dört yılda Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) olarak hiç olmadığı kadar Mersin sokaklarına indik, doğrudur. Bir yandan kentin makro sorunları ve ekonomik projeleri üzerinde çalışırken; öte yandan, pandemiden bu yana zor zamanlar geçiren ve moral bekleyen kesimleri de ihmal etmedik. Kentin her tabakasına inen, kentin ekonomi başta olmak üzere her konusuna, her yarasına, her talebine ve her beklentisine dokunan bir MTSO var artık. Bu sadece MTSO Yönetim Kurulu Başkanı olarak benim kişisel tercihim değil, tüm ekibimle birlikte Mersinlilik sorumluluğuyla yaptığımız bir şeydi. Çünkü MTSO olarak, başta üyelerimize hizmet versek de, kendimizi kurum olarak tüm Mersin’den sorumlu hissediyoruz.
MTSO’nun her hizmetinde üyelerimizin desteği vardır
Bu güzel kente Odamız tarafından yapılan her hizmette, çakılan her çivide üyelerimizin payı var, bunu herkes bilsin istiyoruz. Yaptırdığımız her okulda, açtığımız her atölyede, eğitim desteklerinde, kültür ve spora desteklerimizde, açtığımız laboratuvarlardan ar-ge tesislerine ve teknoparklara kadar, öncü olduğumuz sanayi siteleri ve OSB’lere kadar, limandan Serbest Bölgeye kadar, kentin ekonomik, sosyal, kültürel hangi değeri varsa MTSO’nun payı vardır, üyelerimizin emeği vardır. Tüm Mersinlilerin bunu bilmesini ve tüm üyelerimizin de ödedikleri aidatlarıyla parçası oldukları bu hizmetlerden gurur duymasını istedik. MTSO kendisini Mersinlilerden farklı ve üstün gören, kendisini bazen olumsuz anlamda kullanılan tabiriyle “ elit, seçkinci, kaymak tabakası” gibi gören bir kurum, bir camia değildir. Bu algıları kırmak için sokak aralarına kadar gittik. Sayıları az da olsa birilerinin “ne işiniz var oralarda” dedikleri o sokak aralarında Mersin’i Mersin yapan küçük esnaflar var, komşularımız var, güzel Mersinliler var. Bizler o sokakların insanlarıyız. Bu kentin girişimcileri o sokaklardan çıktı. Kentin yöneticileri, belediye başkanları, vekilleri o sokaklardan çıktı. Onun için; sokakları unutan Mersin’i unutur. Sokağı, pazarı, çarşıyı unutan Mersin’i bütünsel anlayamaz. Mersin sokakları demokrasidir, hoş görüdür. Mersin sokakları, çarşısı, pazarı renkliliktir, çeşitliliktir. Mersinli farklılıktan korkmaz. Onun için Mersin “özgür” bir kenttir. İnsanların kendisini özgür hissettiği bir kenttir.
Mersin’in çok kimlikliliği en büyük gücümüzdür
Ekonomik ve sosyal anlamda bazen Mersin’in kimliğini sorgulayanlar oluyor. Kimileri “Mersin kimliği olmayan bir şehir” diyor. Mersin’i başka kentlerle kıyaslayanlar hata yaparlar. Tam tersine Mersin her anlamda kimliği net ve sağlam bir kenttir. Mersin, ekonomik anlamda da, sosyal anlamda da “çok kimlikli” bir kenttir. Bunu içine sindirmiş bir kenttir. Basit yara kaşımalarıyla bu değerden vazgeçecek bir kent değildir. Mersin nüfus anlamında bir Türkiye’dir, dünya kentidir. MTSO Yönetim Kurulu Başkanı olarak gösterdiğim bu samimiyet, yapmacık olmayan, gönülden gelen, gurur duyduğumuz Mersinlilik ruhuyla gösterdiğim bu içten tavır MTSO’nun yönetişiminde de kendini gösterdi, Odamıza da olumlu yansıdı. Bu dört yılda Odamıza yapay ayrımcılıkları sokmadık. Her ne isim altında olursa olsun, her ne tanım ve aidiyet adı altında olursa olsun; siyasi, etnik, dini ve hemşericilik gibi yapay şekilde ayrımcılık yaratan hiçbir şeyin birlik ve beraberliğimizi bozmasına ve bu değerlerin de bu amaçla suiistimal edilmesine izin vermedik. Dediğimiz gibi, siyasi aidiyetler, particilikler, hemşericilik alışkanlıkları, etnik ve mezhepsel aidiyetler bir ayrışma konusu haline getirilirse, bu tavır kentimize de, çağımıza da yakışmaz. Oysa bunlar bizim değerlerimizdir. Her insanın inancı, değerleri, dünya görüşü, etnik kökeni, geldiği topraklar, tüm bunlar saygın ve değerli kavramlardır. Bazen kutsallarımızdır. Ancak, bu değerler bir makama gelmek için kullanılamaz. Tam aksine, işte o zaman bu değerlere saygısızlık yapmış olursunuz. Bir etnik köken aidiyeti veya hemşericilik etkisiyle başkan olursanız, diğer insanları yok mu sayacaksınız? Böyle çağ dışı şey olur mu? Bir siyasi etki ve etiketle başkan olursanız diğer siyasi görüşleri destekleyen üyeleri yok mu sayacaksınız, onlara hizmet vermeyecek misiniz? Mersinliler, MTSO’nun saygın üyeleri bu çağ dışı işlere izin vermez. Bizim arzu ettiğimiz Mersin bu değil, bizim arzu ettiğimiz MTSO bu değil…
MTSO Mersin’i asla ihmal etmemiştir
İşte son dört yılda MTSO Yönetim Kurulu Başkanı olarak bu yapay, çağ dışı, kentimizi ve Odamızı ileriye değil, geriye götüreceğine inandığım ayrışmaları Odamıza sokmadım. “Eskiden Odaya gelemezdik, randevu alamazdık, Başkan makamından randevusuz giremezdik” diyen üyelerimizin takdirini ve sevgisini kazandık. Odamızda sektörler ve üyelerimiz arasında önemli-önemsiz ayrışması yapmadık. MTSO’nun Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığım bu dört yılda Oda olarak sadece kucaklayan olduk, birleştiren olduk. Bırakın üyelerimizi, üyemiz olmayan esnafımızın da yanında olduk. Bir gün Bakanlıklarda Mersin’in projelerinin takipçisi olurken, aynı akşam bir engelli gencimizin düğününe de katıldık. Mersinlerin bir ve bütün olduğunu göstermek istedik. Bir gün OSB’de, limanda, Serbest Bölgede makro sorunlarla boğuşurken, aynı gün vatandaşlarımızla sokak sohbetleri de yaptık. Asli işimizi asla ihmal etmedik ama Mersinlileri de, yaşanır ve kalkınmış bir kent olmasını istediğimiz Mersin’i de ihmal etmedik. Çünkü bizler görevde olduğumuz dört yılda görevlerimizi yaparken bir memurun sekiz-beş mesai alışkanlıklarıyla çalışmadık. Deyim yerindeyse gece-gündüz, yirmi dört saat, Mersin iş dünyasına ve Mersin’e zaman ayırdık. Memnuniyetle, gururla, gönüllü şekilde şikayet etmeden yaptık.
İş dünyası olarak kentimize borçluyuz
İşte 5 Kasım Cumartesi günü yapılacak olan MTSO seçimlerinin çok konuşulmasının, olmadığı kadar ilgi görmesinin, katılımcılığın artmasının nedenlerinden birisi de budur? Her MTSO üyesi bir Mersinlidir ve Mersin’e borçludur. Mersin bizi ayrımcılık yapmadan kucaklamıştır. Mersin bize bu imkanları tanımıştır. Mersin’de işlerimizi yaparken, kurumlarda görev alırken kimsin, necisin denmemiş, eşit bakılmıştır. Şimdi sıra bizde… Eğer demokrat, hoşgörülü, yaşanır, insan haklarının üstünlüğüne inanan özgür bir Mersin istiyorsak, Odamızda da bunu sağlamak zorundayız. Çünkü MTSO Mersin’in kendisidir. Bu değerlere önem veren insanları desteklemeyiz. Ayrımcılık yapanlara izin vermemeliyiz. Üyelerimizden Mersin’i bir ve tek görerek, siyaset başta olmak üzere tüm yapay ayrımcılıkları ellerinin tersiyle iterek tercihlerini yapmalarını diliyorum. 5 Kasım’da yapılacak olan seçimlerin hem odamıza hem de Mersin’e hayırlar getirmesini diliyorum.