Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile bir araya geldi. Ziyarette; mülteci konusu ve beraberindeki sosyal uyum, eğitim, psiko-sosyal ve hukuksal alanlardaki sorunların çözümü noktasında neler yapabileceği konuşuldu.
Sorunların çözümü noktasında iş birliğinin önemine dikkat çekilirken, çözüm ortaklığı yaparak bu sorunların üstesinden gelinebileceği vurgulandı. Başkan Seçer, görev ve yetkileri dâhilinde farklı kurumlarla birçok alanda önemli çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, “Sizin de çalışmalarınızda bir çözüm ortağı olarak bizimle yapacağınız beraberlik bizi çok güçlendirir” dedi.
“Sorun alanının çözümünde BM Yüksek Komiserliği’nin önemli bir çözüm ortağı olduğunu düşünüyorum”
Başkan Seçer, Mersin’in Akdeniz’in güzelliklerini yaşayan bir kent olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında, “Bugün burada önemli konulara değineceğimizi düşünüyorum. Belediye olarak buradaki sorun alanının çözümünde Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği’nin önemli bir çözüm ortağı olduğunu düşünüyorum. Mevcut Mersin’deki mülteci sorunlarının çözümünde bir başına yerel yönetimlerin bu sorunların üstesinden gelebileceğini düşünmüyorum. Özellikle sizin gibi uluslararası deneyime ve tecrübeye sahip kurumlarla yapacağımız işbirliği bizim yapacağımız çalışmalarda çok olumlu sonuçlar almamıza neden olacak” dedi.
“Bu insanların topluma entegrasyonunun sağlanabilmesi için sosyal uyum çerçevesinde çalışmalar yapmak gerekiyor”
Başkan Seçer, özellikle son 10 yılda Suriye’deki iç karışıklıkların yansımalarının görüldüğü en önemli kentlerin başında Mersin’in geldiğini vurgulayarak, kentte yaklaşık olarak ortalama 300-400 bin kayıtlı ya da kayıt dışı vatandaşın bulunduğunu anlattı. Seçer, şunları söyledi:
“Burada sadece Suriyeli mülteciler yok. Birçok farklı ülkeden mültecilere rastlamak mümkün. Afrikalılardan Afganlara kadar çok farklı ülkelerden burada bir şekilde bir gerekçeyle, bir referansla buraya gelmiş, statü olarak da mülteci, misafir ya da koruma altındaki topluluklar; adını ne koyarsanız koyun, farklı hukuki statüde insanlar yaşıyor. Burada bu insanların topluma entegrasyonunun sağlanabilmesi için yapılabilecek işlerin başında bir kere bunların istihdam sorunundan başlayıp, diğer sosyal uyum çerçevesinde bazı çalışmalar yapmak gerekiyor. Bunun yanında şehre getirdikleri insan sayısı olarak yapısal sorunlar yaratan ciddi bir nüfustan bahsediyoruz. Mersin’de yerli yurttaşlarımızın sayısı 1 milyon 850 bin ama bunun üzerine burada yaşayan mültecileri koyduğunuz zaman bu 2 milyon 200 binli rakamlara ulaşıyor. 10 yıl önce Mersin’in artı ya da ekstra 300-400 bin dediğimiz nüfusu yoktu. Ama bu koşullardaki sonuçlar bize hızlı bir gün nüfus artışı getirmiş oldu.”
Mülteci olayına her şeyden önce bir insan olarak yaklaştığını vurgulayan Seçer, “Onları bir yabancı, ‘burada ne işleri var’ düşüncesiyle değil; gerçekten savaşın yarattığı olumsuzluklarla çaresiz kalmış ve mutlaka yardıma ihtiyacı olan topluluklar olarak görüyorum bir insan olarak” dedi.
“Çözüm ortağı olarak bizimle yapacağınız beraberlik bizi çok güçlendirir”
Seçer, dün açılışını gerçekleştirdikleri Mersinden Güneş Enerjisi İle Kurutma Tesisi’nde çalışan Suriyeli kadınların kendisine büyük bir sevgi gösterdiklerini ifade ederek, Belediye Başkanından çok tüm kentin kendisini bir baba, abi olarak görmesini istediğini söyledi. Mülteci konusunun siyasi, ekonomik, toplumsal uyum gibi birçok boyutu bulunduğuna değinerek, “Çalışma arkadaşlarımızla beraber biz bu sorunun üstesinden belediye imkanları dâhilinde, görev ve yetkilerimiz dahilinde gelmeye çalışıyoruz. Farklı kurumlarla, farklı alanlarda önemli çalışmalar yaptığımızı düşünüyoruz. Az önce örneğini verdiğimiz istihdam çalışmalarından tarım alanlarında çalışan hatta orada çadır içerisinde yaşayan tarım işçilerine, mültecilere yardıma kadar, onların meslek edinebilmeleri için ya da hukuki, psikolojik, sosyolojik, eğitim gibi birtakım sorunlarını çözüm noktasında ortaklaştığımız birçok kurum ve kuruluş var. Sizin de çalışmalarınızda bir çözüm ortağı olarak bizimle yapacağınız beraberlik bizi çok güçlendirir” dedi.
Seçer, MTSO ile kurmayı planladıkları Meslek Edindirme Merkezi’ni anlattı
Seçer, Ticaret ve Sanayi Odası’nın kentin en önemli, en değerli sivil toplum örgütü olduğundan bahsederek, “Onlarla da ortaklaştığımız, konsept olarak da hem meslek öğrenme hem orada üretim yapmayı düşündüğümüz bir Meslek Edindirme Merkezi kurma çalışmalarımız var. Burada söylediğim gibi çok önemli katkı sağlayacağını düşündüğümüz, istihdam alanları yaratıcı çalışmalar yapılacak. Bu önemli projede sizin de bizimle beraber bir çalışma ortağı, arkadaşı ya da birlikteliği yapabileceğimiz çok önemli bir kurum olarak görüyoruz. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum; çok önemsiyoruz biz bu projeyi. En azından spesifik, çok somut bir proje üzerinde bunu bir teklif olarak, sizden bir talep olarak; nasıl kabul ederseniz; sizin için de çok uygun olacağını düşündüğümüz bir çalışma olarak değerlendiriyorum” dedi.
“Bu sorunları halının altına süpürmek, kendimizi kandırmaktan başka bir şey değil”
Ticaret ve Sanayi Odası’nın çok önemli bir partner olduğunu da sözlerine ekleyen Seçer, şunları söyledi:
“Tabi bu konu çok derin, derin, derin… Sonsuza giden bir konu. Bugün bu sorun olmadı, dünden gelen bir sorun. Ama bugün var ve yarın da devam edecek, bu gerçeği görüyorum. Bu görevi yaptığım sürece de üzerinde çalışacağım. Kentimin en önemli sorun alanlarından biri olarak görüyorum mülteci sorununu. Mutlaka merkezi yönetimin çalışmaları da önemli. Asıl makro çalışmaları onlar yapacak ama yerel yönetimler sorunun içindeki devlet yapısı bizleriz, yani halkın içinde olan biziz, mültecinin içinde yaşayan biziz, gece gündüz onlarla beraber olan biziz. Onun için aslında bizim yaptığımız çalışmalar da çok değerli. Bu sorunları görmeyip, bu sorunları halının altına süpürmek kendimizi kandırmaktan başka bir şey değil. Zaman yitirmeden bu sorunla yüzleşmeliyiz. Sorun dediğim; entegrasyon, uyum; zaten bizim bir Uyum Masamız var. Bu nedenle kurduk. Sosyal Hizmetler bünyesinde, yönetime geldiğimizde andan itibaren bu gerçekleri gördüğümüz için. Eğer bu sorunları biriktirirsek, görmemezlikten gelirsek, dediğim gibi halının altına süpürürsek, ileride çözümü çok daha güç olur.”
Leclerc: “Sizinle iş birliği yapmaya açığız”
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Türkiye Temsilcisi Philippe Leclerc, Mersin’in Türkiye’nin ilk liman şehri olduğunu ve çok değerli bir konumda bulunduğunu ifade ederek, “2010 yılındaki savaştan bu yana Mersin gerçekten çok büyük miktarda mülteciye ev sahipliği yapıyor. Aslında sadece Suriyeli mülteciler değil, diğer uluslardan da mülteciler var. Hatta Afrikalılar bile şehrinizde var ve sizin de söylediğiniz gibi bu konu çok hassas ve önemli bir konu. Tabi ki Büyükşehir Belediye Başkanı olarak siz kendi vatandaşlarınızın sorunlarına çok daha yakınsınız. Burada mevcuttaki değerlendirmeleri daha iyi yapabiliyorsunuz. Tabi ki Mersin’de geçici koruma altında yaşayan Suriyeliler de var. Ama sizin de söylediğiniz gibi iş birliğimizi daha da ileriye taşımak mümkündür. Sizin de bildiğiniz gibi sosyal uyum çok önemli. İnsanların ihtiyaçlarını belirlemek açısından daha yakınsınız. Biz de sizinle iş birliği yapmaya açığız. Sizin öneri ve rehberliğinizde iş birliğimizi ilerletebiliriz” diye konuştu.
“Yapacağımız iş birliklerinde spesifik alanlara odaklanmamız çok önemli”
Leclerc, Türkiye’nin 2014’ten beri mültecileri barındıran, mülteci popülasyonunun en yüksek ülke olduğunu ifade ederek, şu an Türkiye’de 4 milyon Suriyeli yaşadığını söyledi. Leclerc, “Her gün Türkiye’deki bu misafirperverliği görüyorum ve Mersin’de de bunu gördüğüm için çok mutluyum. Biz birçok hükümet kurumları ile iş birliği yapıyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı, İŞKUR ve Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı gibi. Tabi bu konuda insanlara daha da yakın olmak için bu iş birliklerini yapıyoruz ve bu işbirliğini büyükşehir belediyeleri ile yapmak bizim için çok önemli. Türkiye’de bulunduğum 5 aylık süreçte Türkiye’nin çeşitli yerlerinde bulundum ve çeşitli belediyeler gördüm. Gerçekten çok çeşitli, kültürel açıdan farklı bir bağlama sahip. Ancak bizim bu yapacağımız iş birliklerinde belirli ve odak noktasını belirlediğimiz spesifik alanlara odaklanmamız çok önemli. Bu şekilde insanların ihtiyaçlarına daha da yakından ulaşabileceğiz” ifadelerini kullandı. (HABERGRAM)