HABERGRAM sade haber
İnsanoğlu yaradılışı gereği kendisinden güzel söz edilmesini ister. Olumsuzluk yoktur özünde. Allah’ın selamında, bir günaydın da, hayırlı sabahlar da, hayırlı işler de bile ayrı bir güzellik vardır.
Tarsus’un Sucular köyünde yaşamakta olan Kasap Yusuf Göçer kendi halinde, işinde, gücünde olan bir insandır. Kimsenin etlisine, sütlüsüne karışmadan, kendi yağı ile kavrulan kasaplık mesleğini yapmaktadır. Gelen müşterilerini en iyi şekilde memnun etmek için etin güzel yerinden mangalda etleri pişirmektedir.
Bir gün kasap dükkânına bir müşteri gelir. Müşteri; kendisinin çok derin bir falcı olduğunu, Kasap Yusuf’un da falına bakmak istediğini söyler. Kasap Yusuf da meraktan falcının karşısına geçer ve falcıyı dinlemeye başlar. Falcı Kasap Yusuf’u göklere çıkarır. Kasap Yusuf’un bir tek uçmadığı kalır. Kasap cebinden en büyük parayı çıkarıp masaya koyar. Bunu gören falcı daha da ileriye gider, Kasap Yusuf’un ikinci bir sevgilisi olduğunu, yakın bir zamanda da kavuşacaklarını söyler. Yusuf göçer şaşırıp kalır, çünkü o taraklarda bezi yoktur. Falcı işini bitirir, tam parayı alacak zaman Kasap Yusuf parayı geri alıp cebine koyar. Falcı da şaşırmıştır. Kasap Yusuf’a dönerek “-Sen çok zom zom adamsın.” Der. O gün, bu gün zom zom lakabı tescilli olarak tarihe geçer.
Kasaplık mesleğini oğlu Mustafa Göçer devam ettirir. Kendini tanıtırken gururla zom zom’un oğluyum diyerek gururla söz ediyor atasından. Zom zom Mustafa Toros dağlarında yurt tutmuş, dağları karış karış bilen birisi. Koyunlarını, kuzularını otlatırken eline kalem almış, yüreğinden gelen duygularını kağıda dökmüş.
Dolanı dolanı gider yayla yolları
Buz gibi eser oranın yelleri
Katerlemiş mayayı kınalı elleri
Çekip gider bir gözleri sürmeli
Ermeli deli gönül ermeli
İsterim arkadaşım oraları görmeni
Eline de almış yün kirmeni
Eğirip gider bir gözleri sürmeli
Toros’ları aşınca Urum’a yol olur
Urum güzelinin yanağı al olur
Erimiş karlar derelere sel olur
Akıp gider bir gözleri sürmeli
Güzelliklere anılmak, hatırlanmak ne güzel…
