Mardin’de imece usulü ‘Avukat Dayanışma Derneği’ kuruldu

Beyaz yakalı olarak tanımlanan meslek grubu içerisinde yer alan avukatların maddi olarak çok iyi durumda oldukları düşünülse de İstanbul, Kayseri ve Manisa başta olmak üzere birçok kentte maddi zorluklar nedeniyle intihar eden ya da bu yönde girişimde bulunan avukat haberleri son yıllarda sıkça kamuoyuna yansıdı. Koronavirüs (Kovid-19) salgını ile birlikte avukatlar da birçok meslek grubu gibi ekonomik sıkıntılar ile karşı karşıya. Özellikle yeni mezun avukatlar iş bulamaz, ofis açamaz durumda.

Mardin’de bir grup avukat, maddi sorunlar yaşayan meslektaşları ile dayanışmak amacıyla Avukat Dayanışma Derneği’ni kurdu.

Kuruluşunda yer alan isimler, derneğin kişisel amaçlar için kullanılmasının önüne geçmek için de kimi önemli kararlara imza attı. Oluşturulan Etik İlke Kararları ile derneğin yönetiminde bulunanların hiçbir siyasi partinin yürütme kurullarında görev alamayacağı, baro yönetim kurulu adayı ya da baro başkanı adayı olamayacağı kararlaştırıldı.

Dernek yönetimi, “şeffaf kasa” diye adlandırdıkları bir yöntemle toplanacak parayı günlük olarak kamuoyuna açıklayacak ve böylece olumsuz pratiklerin önüne geçilmiş olacak.

Derneğin Kurucu Başkanı Ahmet Duyan, böylesi bir derneği kurma fikrinin Kızıltepe’de avukat ofislerini gezerken farklı bir tablo ile karşı karşıya kalmalarıyla ortaya çıktığını dile getirdi. Duyan, bu tanıklıkları ise şöyle paylaştı: “Bir meslektaşımızın ofisinde 50 derece sıcaklığa rağmen klima olmadığını gördük. Başka bir meslektaşımızın çocuğuna bez alacak parası olmadığını gördük. Biz burada sorunun temelinin maddi sıkıntı olduğuna kanaat getirdik.” Avukatlık mesleğinin kamusal fakat kamunun desteğini almayan bir faaliyet olduğunu belirten Duyan, yine avukatların kişisel suçlardan dolayı kamu çalışanı gibi yargılandığını ancak devletin bu desteğini anlamadıklarını kaydetti.

Duyan, avukatların yaşadıkları ekonomik sorunların mesleğin kalitesinin düşmesine sebep olduğunu da vurguladı. Mesleğe yeni başlayan avukatların çok düşük ücretlerle dosya almak zorunda kaldığını söyleyen Duyan, “Biz tabiri caizse ‘tuzu kuru’ avukatlar bu genç meslektaşları oturduğumuz yerden eleştiriyorduk. Ama baktık ki bir çok meslektaşımız açlık sınırında yaşıyor” ifadelerini kullandı.

Dernek kurma fikrinden önce bir Whatsapp grubu oluşturup, kendi aralarında para toplayarak ihtiyacı olan avukatları belirleyerek yardımcı olduklarını anlatan Duyan, sonrasında bunu dernek faaliyeti olarak sürdürmek istediklerini ifade etti. Pandemi döneminde tablonun daha da içler acısı hale geldiğini ve intihar eden avukatların olduğuna dikkat çeken Duyan, Mardin’de benzer bir durumun ortaya çıkmasını kaldıramayacaklarını dile getirdi.

Duyan, normal şartlarda Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve il barolarının Avukat Dayanışma Sandığı olduğunu ancak bu sandığın hiçbir zaman etkin olarak işlemediğini de belirtti. Siyasallaştıkları eleştirisinde bulunduğu baroların yardım destek fonksiyonunu kaybettiği görüşündeki Duyan, baroların yardım sandığının beraberinde çok sayıda yolsuzluğu ve dedikoduyu getirdiğini, sandığın bu nedenle işlevsiz hale geldiğini kaydetti.

Çoklu Baro sistemi ile birlikte insanların bir siyasi parti liderinin yanına gidip icazet aldıklarına şahit olduklarını söyleyen Duyan, bu ortamda TBB’nin her avukata eşit yardım edeceği fikrinin ortadan kalktığını söyledi.

Derneklerinin siyasi partilerden uzak, yardımlaşma faaliyetlerinde bulunan bir dernek olarak faaliyetlerde bulunacağını ifade eden Duyan, insan hakları ihlalleriyle ilgili başvuru alan kurum durumunda olmayacaklarını, baroların kurumsal kimliğine saygılı faaliyet yürüteceklerini söyledi. Avukatlar olarak kendi içlerindeki dayanışmayı sağlamaya çalışacaklarını, çalıştaylar düzenleyeceklerini belirten Duyan, sorunun temeline inmek istediklerini kaydetti. Kamuoyunda avukatlık mesleğinin çok kazanan bir meslek grubu olarak göründüğünü belirterek, toplumun çizdiği bir avukat imajı üzerinde duran Duyan, şunları söyledi: “Genç meslektaşları kimse düşünmüyor. Mardin Barosu’ndan ruhsatını alıp, o ruhsatı götürüp köydeki evine asan birçok meslektaşımız var maalesef. Biz sadece adliyede görüyoruz birbirimizi. Adliyede gördüklerimiz de iş yapan gelir elde eden kişiler. Ama ruhsatını köydeki evinin duvarına asan meslektaşlarımız var ve bizim temas ettiğimiz insanlar değil bunlar.”

Duyan, derneğin kuruluşu sırasında “avukatlık imajını zedeleyecek, avukatları düşkün göstereceksiniz” şeklinde eleştirilerle karşı karşıya kaldıklarını da paylaştı. Bu eleştirilere “Düşkün olanları kim kaldıracak? Biz kendimizi dik göstereceğiz diye köydeki meslektaşımızı nasıl adalet sisteminin içine alacağız?” diyerek yanıt veren Duyan, ülkenin içinde olduğu ekonomik krizin de avukatların durumunda etkili olduğunu vurguladı.

Duyan, yıllarca avukatlık yapan meslektaşlarının dahi pandemi sürecinde ciddi sorunlarla karşı karşıya kaldıklarını aktardı.

Çalışmalarının temelinde imece usulü ile meslektaşlarının adalet sisteminin içine girebilmelerini teşvik etmek olduğunu vurgulayan Duyan, avukatların kira derdi ile hiç almamaları gereken dosyaları almak zorunda kalmayacaklarını söyledi. Sadece maddi yardımda bulunmadıklarını, “Ofis Arkadaşlığı” diye tanımladıkları bir dayanışma yöntemini de hayata geçirdiklerini söyleyen Duyan, “Bir meslektaşımızın üç odası vardır ofisinde. Bu odalarının ikisi boştur. Kullanıma hazır haldedir. Bu şekilde genç meslektaşımız gelip, o arkadaşımızın ofisinde ücret ödemeden kalabilecek. Bu şekilde desteklerimiz olacak” dedi. (Ahmet Kanbal-Mardin MA)