Mustafa Okat yazdı, Hayat boyu eğitim

Eğitimin yaşı, zamanı yoktur. Yeter ki sen iste, bin biliyorsan bir bilene danışmalısın.

Çamlıyayla Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü’nün açmış olduğu kurslara zamanım el verdiği sürece katılıyorum. Bu sefer de yeni bir kursa başladım bile “Ağaç Budama Kursu.” Kursa büyük bir heyecan ve zevkle gidiyorum. Kursa gittikçe daha çok bilmediğim şeylerin olduğunu öğreniyorum. Geçen yıl bahçemdeki asmayı ben budamıştım. Bir tane bile çiçek açmaz  mı? bir salkım tanesi olmaz mı mübarekte. Meğer budamayı yanlış yapmışım. Ağaca göre budama yapmanın ne kadar önemli olduğunu İlçe Tarım Müdürümüz Ramazan Yıldız’ın görsel, işitsel ve uygulamalı eğitiminden anlıyorum. Bir adım daha ileriye gidiyorum her geçen gün. “ Fıstığı yeşil kaldı.” derler ya, tam da öyle oldu. Budamanın ne kadar hassas ve önemli bir çalışma olduğunu anlıyorsunuz.

Beşikten mezara kadar eğitime devam etmeli, cehaletten kurtulmalıyız.  Bir eğitimci olarak buna tüm kalbimle inanıyorum. Bir bildiğim varsa da onu paylaşıyorum. Bahçeme kivi ekmeye karar verdim. 1. Yıl fideleri ektim. Sulama, gübre, çapalama yaptım. Kivilerin hapsi kurudu 2. Yıl tekrar ektim, maalesef yine kurudu. Komşum Eyüp Bey bana “-Hocam boşuna uğraşma, burada kivi mivi olmaz. Sen kiviyi yetiştir, benim adımı da değiştir.” demez mi? Bu laf benim zoruma gitti. Bir kivi fidanını yetiştirememiş, sınıfta kalmıştım. Hemen başladım araştırmaya, gidip bir bilene sordum. Meğer kivi fidanının kökleri toprağın yüzündeymiş, ben çapalarken kiviyi katlediyor muşum. Üstelik suyunu da hiç eksik etmemeliymişim. Denilenleri yaptım. 3. Denemede fidelerim boylandı 4.sene talvara çıktı ve ilk meyveleri aldım.

Eyüp bey’e tabakta ikram ettim. “-Adın çok güzel sen değiştirme.” dedim. İşim bitmemişti. Kivi yaz boyunca yapraklarını kışın don olayı olana kadar dökmüyor, çok güzel gölgesi oluyor, zararlı hastalıklara dayanıklı olduğundan ilaç da istemiyordu. Meyve fiyatı yaz aylarında yirmi liraya kadar çıkıyordu. Neden kivi fidesi üretmeyeyim? diye işe koyuldum. Diktiğim çelikler bir karış yeşillenip kuruyordu. Köklenme problemi vardı. Bazı kişiler bildiğini söylemez, “sadece ben bileyim, başkaları bunu bilmesin.” Derler. Meğer kiviyi köklendirmek çok basitmiş. Söğüt dallarını on beş gün kadar kapalı bir ortamda ıslıyor, suyunu alıyorsunuz. Köklenecek kivi dallarını bir gün bu suya ıslıyor ve ekiyorsunuz. Hepsi bu kadar basitmiş. Bilenler bilmeyenlere söylesin. Bildiğimiz güzel şeyleri paylaşmaktan korkmayalım.

Nereden nereye, bilgi kuvvettir.