Ana Sayfa / FORUM / Mustafa Okat yazdı, Mustafa Okat vefat etti

Mustafa Okat yazdı, Mustafa Okat vefat etti

Bir koşuşturma, bir telaş, bir üzüntü… Kalabalığın içerisinde merakla bekliyorum. Her canlı ölümü tadacaktır elbet. Bu sefer bir insanımızı daha kaybetmiş, son yolculuğa uğurlamak için toplanmıştık.

Aman Allah’ım ! Meğer vefat eden Mustafa Okat’mış. Her şey gözlerimin önünde oluyordu. Beni tahta teneşire doğru eller üzerinde götürüp yatırdılar. Çok korkuyor, “-Demek ki buraya kadarmış, sıra bana gelmiş, ben bu Dünya’dan göçüyorum artık.” diyordum.

Büyük bir korku ve ardından rahat bir nefes alarak uyandım, yatağın kenarına oturup bir müddet düşündüm. Gördüklerim bir rüyaydı. Halâ rüyadan uyandığıma bir türlü inanamıyor, yoksa gerçekten ben gidici miyim, bana rüyalarımda ayan mı oluyor, eriştik mi ne? diye düşündüm.

Bu olaylar Tarsus’un İncirlikuyu köyünde oluyordu. Akşam doğru köy imamı Abdullah Ağca’nın yanına gittim. Gördüğüm rüyayı anlattım. Büyük bir heyecan ve sabırla dinledikten sonra, gördüğüm rüyanın çok güzel olduğunu, ömrümün uzadığını vb. motivasyonumu kuvvetlendiren şeyler söyledi. Büyük bir ohh çekmiş, rahatlamıştım.

Ölüm dediğin bir pamuk ipliğine bağlı değil midir?  O yıl Arabistan’a Hacca gitmek nasip oldu. 1990 yılı temmuz ayında karayoluyla beş gün süren yolculuğun ardından Arabistan’a vardık. Mekke’de ihramlarımızı giymiş Allah yolunda hac görevimizi de yerine getiriyorduk. Sıra şeytan taşlamaya gelmişti. Ben sabırsızlanıyor, bir an önce şeytanı taşlamak istiyordum. Yanımızda bulunan imam arkadaşa; “-Gidip bir an önce şu kör şeytanı taşlayalım.” dedim. İmam arkadaş, Türk hacılarının öğlenden sonra taşlamaya gideceğini söylemesine rağmen ben yerimde duramıyordum. Derken imamı ikna ettim. İkimiz gidip şeytanları taşlayıp gelecektik. Yola koyulduk. O yıl Arabistan Krallığı Mina ve Arafat bölgesinden şeytan taşlama bölgesine kestirmeden gidilebilen 10 metre genişliğinde 550 metre uzunluğunda tünel yaptırmıştı. Hava cehennem gibi çok sıcak, mahşer yeri gibi kalabalık vardı. Böylece şeytan taşlamaya çok kısa bir sürede gidip gelecektik. Tünelin ucundan girip ilerlemeye başladık, tünelin ortalarına doğru geldiğimizde artık ileriye gidemiyorduk, karşımızdan gelenler ve şeytanı taşlamak için gidenler göğüs göğüse geldik. Karşıdan gelenler korkmuş, kaçışıyorlardı. İçlerinden bazı hacılar, “- Geri dönün az ileride izdihamdan ölenler  var.” dedi. Bin kişilik tünele beş bin kişi girmiştik. İmam da bana; “-Geri dönelim hocam, sonra şeytanı taşlarız.” dedi. Geriye dönmeye karar verdik ama bu sefer de geri gidemiyorduk. Sıkışıp kalmıştık, havasızlıktan nefes almakta zorlanıyorduk. Herkes bildiği duaları okuyor, şahadet getiriyor, bağırmalar ve ağlamalar oluyordu. Anlayacağınız tünelin içinde çaresiz kalmıştık. Önümüzde giden iri yapılı adamların açtığı yoldan zor bela girdiğimiz tünelden çıkmayı başarabilmiştik.

Aman Yarab ! Eğer az daha ilerlemeye kalksak bir daha dışarıya çıkmak nasip olmayacakmış. 1426 hacı adayı tünelin içerisinde can vermişti.

Haber Türkiye’de duyulmuş ölenlerin kimlikleri bile belli değildi. Memleketime ben ölmedim diye haber vereyim dedim. Bulduğumuz ankesörlü telefonda kuyruklar kilometreleri buluyordu. On gün telefon bulup açayım diye uğraştım. Rahmetli annem; babama “-Kesin bu oğlana bir şey oldu, haber de yok.” diyor, babam da annemi teskin etmek için uğraşıyor ama O’nun da içi kan ağlıyormuş. Sonunda bir telefon santralini bulup sıramı bekledim. Alo dediğimde rahmetli anam derin bir oh çekti. Yavrusunu kaybedip de bulan kuzular gibi sevinmişti.

Öldürmeyeni Allah öldürmez. Vakti saati geldiğinde bütün canlılar ölümü tadacaktır. Üç günlük ölümlü Dünya’da güzelliklere imza atmak dileğiyle.

 

 

 

PAYLAŞIN
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  
  •  

Hakkında admin

Tekrar kontrol edin

İstanbul’da barajlarda doluluk oranı düşüyor

İSKİ’nin verilerine göre, İstanbul’a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı yüzde 32.25’e düştü.  İstanbul’da son günlerde ...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir