MTSO 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri pandemi ile birlikte kapanmak durumunda kalan eğitim kurumlarının yaşadığı sorunları değerlendirdi. Sorunun artık ticari kaygılar çerçevesinde değerlendirilemeyecek kadar büyüdüğüne dikkat çeken Meclis Üyeleri, bir neslin kaybedilmek üzere olduğunu belirtip, bu sorunun aşılması için her koşulda okulların kontrollü şekilde açılması gerektiğini vurguladı.
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 28 No’lu Eğitim Hizmetleri Meslek Komitesi Meclis Üyeleri Tamer Güner ve Yalçın Balcı son 1,5 yıldır eğitim sektöründe yaşanan sorunları anlattı. Bu süreçte çocukların hak ettiği eğitim imkanına kavuşamaması nedeniyle önümüzdeki süreçte ciddi sıkıntılar yaşanabileceğine değinen Meclis Üyeleri, bunun yanında okulların kapalı kalması nedeniyle özel öğretim kurumlarının yaşadığı sorunları da dile getirdi. Meclis Üyeleri gerek öğrenciler gerekse işletmeciler açısından yaşanan sorunların ortadan kalkması için kesim çözüm olarak okulların sürekli açık olması gerekliliği görüşünde birleşti.
Güner: “Okullar belirtilen tarihlerde mutlaka açılmalı”
Meclis Üyesi ve İlk Hamle Özel Eğitim Kurumu Sahibi Tamer Güner, pandemi sonrası ilk olarak eğitim kurumlarının kapandığını hatırlattı. Bu süreçte çalışmaları uzaktan eğitimle sürdürdüklerini ama öğrenci ile göz teması kuramamaları nedeniyle eğitimin yüzde 80 aksadığını bildiren Güner, bu durumun da velilerle özel okulları karşı karşıya getirdiğini söyledi. Velinin ödemeyi aksatmaya başladığını, tahsilat olmayınca özel okulların da kapanma noktasına geldiğini ifade eden Güner, “15 Şubat’ta kademeli olarak okulların açılacağı ve Mart’tan itibaren diğer bir grubun yüz yüze eğitime başlayacağı ifade ediliyor. Biz de hazırlıklarımızı buna göre yapıyoruz. Bu kez de gerçekleşmezse yeni bir darbe alacağız” dedi. Yurt genelinde bine yakın özel okulun kapandığını, okulların açılmaması halinde bin okulun daha kapanabileceğini kaydeden Güner, şunları söyledi:
“Geçmişte 1, 5 ve 9’uncu sınıfa başlayan çocuklara devletin teşviki oluyordu. Şimdi o da yok. Şu anda okullar en büyük sorunu kira ödemelerinde yaşıyor. Birçok icralık okul var. Belki okullara değil ama mülk sahiplerine destek verilebilir. Okullara açılana kadar bu davalar ertelenerek destek olunabilir. Bu süreçte sadece KDV’ler yüzde 1’e indi ama kestiğimiz bir fatura yok. Bu nedenle bizleri velilerle karşı karşıya getirmek dışında bir sonuç sağlamadı. KDV’nin bundan sonra eğitimde sıfırlanmasını, vergilerin düşürülmesini, talep ediyoruz. SGK primleri çok yüksek.”
Bu süreçte özel derslerin artmaya başladığını da kaydeden Güner, yine de verimin istenen ölçüde alınamadığını ifade edip gerekirse, velilerin çocuklarına yıl tekrar ettirmekten kaçınmamaları tavsiyesinde bulundu.
Okulların pazar yerlerinden, AVM’lerden daha güvenli ve kontrol altında olduğunu vurgulayan Güner, “Şu anda bir nesil yok oluyor. Eğitimden geri kalıyor. Önümüzdeki süreçte bu çocuklar farklı sorunlarla karşılaşacak. Dış mikroplara bağışıklık geliştiremeyecekler, obezite artacak, ekranla muhatap olmaları sorun getirecek. Söylenen tarihlerde okullar mutlaka açılmalı” dedi.
Balcı: “Özel okullar ile devlet okulları birbirinden ayrılmalı”
Meclis Üyesi ve Balcı Özel Eğitim Kurumu Sahibi Yalçın Balcı da Okulların açılmasını beklediklerini ifade ederek şöyle konuştu:
“Pandemi sürecinde devlet okulları ile özel okullar ve özel kurs merkezleri birbirinden ayrılmalı. Devlet okullarında sınıflar 60, özel okullarda ise 12 kişi. Aynı yaptırımı uygulamayı doğru bulmuyorum. Öğrencinin eğitim hakkı elinden alınıyor. Özel okullara farklı kurallar konulabilirse bizler bu kurallara hızla uyum sağlar ve eğitimi sürdürebiliriz. Sistem ayakta tutulmalı. Pandemi belki de ömür boyu sürecek. Ömür boyu okulları kapatamazsınız.”
Okuma yazma bilmeden öğrencilerin ikinci sınıfa geçtiğini, gereği gibi hazırlanamadan öğrencilerin sıva girmek durumunda kalacağını dile getiren Balcı, “Sistem de öğrenciler de mağdur. Ülkenin eğitim sistemiyle oynarsanız bozuk sistem daha da bozulur” dedi. Son olarak kısa çalışma ödeneğine değinerek, öğretmenlerin tamamının bu ödenekten yararlanamadığını hatırlatan Balcı, devletten talepleri şöyle sıraladı:
“450 iş gününü doldurmayana ödenek verilmiyor. SGK girişi yeni olmuş ama öğretmen vasfını kazanmış kişiler bu imkandan yararlanamadı. Bu kişiyi işten çıkarsak işsiz bir genç kazanmış olacağız. Devlet ayırt etmeden şart koşmadan herkese eşit davranmalı. Kurs ve okul işleten firmalara 12 ay ödemesiz 36 ay vadeyle düşük faizli kredi verilip kredi almış kurumların ödemeleri ertelenmeli. İşletmenin yıllık kira bedelinin %50 sine destek sağlanmalı ve kira stopajı sıfırlanmalı. Gelir vergisi 2 yıl boyunca alınmamalı, SGK ve vergi borçları da 2 yıl ötelenmeli. İşletmenin elektrik, su ve internet giderlerinin tamamı karşılanmalı. Özel öğretim kurumlarının ticari hayatlarını devam ettirebilmesi için özel eğitim ve öğretim destek paketi uygulaması tekrar devreye girip, teşvik paketinde karşılıksız öğrenci başı ödeme yapılmalı ve bu, doğrudan kurumlara verilmeli.” (HABERGRAM)