Mersin Cezaevi İzleme Koordinasyonu Üyesi Avukat Halil Güngör, cezaevlerinde her geçen gün keyfi ve hukuksuz uygulamaların arttığını söyledi.
Mersin Cezaevi İzleme Koordinasyonu, cezaevlerinde son dönemlerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin basın toplantısı düzenledi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi’nde yapılan açıklamaya koordinasyon bileşenleri katıldı.
Mersin Cezaevi İzleme Koordinasyonu Üyesi Avukat Halil Güngör, Türkiye’de her geçen gün keyfi ve hukuksuz idari uygulamalarının arttığını belirterek, bu uygulamalarla toplumun susturulması ve baskılanması amaçlandığını söyledi.
Otoriterleşen idari yapının hukuksuz uygulamaları görmezden geldiğine dikkati çeken Güngör, “Yaşanan yargı sorunuyla birlikte cezaevlerinde geçmişten bu yana var olan insan hakları ihlalleri giderek artmakta ve bu ihlaller tutukluların yaşam hakkını tehlikeye atmaktadır” dedi.
Türkiye’deki cezaevlerinde devam eden tecrit ve izolasyon uygulamalarına son verilmesi amacıyla 27 Kasım 2020 tarihinde tutuklular tarafından süresiz-dönüşümlü açlık grevi eyleminin başlatıldığını hatırlatan Güngör, bu kapsamda Tarsus Kampüs Kapalı Cezaevi’nde 74’üncü gününe giren açlık grevleri 30’a aşkın tutuklunun sürdürdüğünü söyledi.
Mersin Cezaevi İzleme Koordinasyonu olarak bir araya gelme amaçlarının ceza infaz kurumlarında yaşanan insan hakkı ihlallerini tespit etmek, izlemek, kamuoyunu bilgilendirmek ve sorumluluğu olan kurumları uyarmak olduğuna dikkat çeken Güngör, aileler ve kişilerce yapılan başvurular üzerine Tarsus T1, T2, T3 ve Kadın Kapalı Cezaevlerinde tutuklularla görüşme yaptıklarını belirti.
Güngör, Tarsus’ta bulunan kampüs cezaevinde yaşanan hak ihlallerini sıraladı:
“ *Mahpusların revir hakkının engellendiği veya geciktirildiği ve hastaneye sevklerin idarece ertelendiği veya yerine getirilmediği, cezaevi idaresi tarafından sevklerin ötelenmesi nedeniyle hasta mahpusların durumunun ağırlaştığı, açlık grevi süresince sağlık kontrollerinin yapılmadığı, grevcilere yeterli besin kaynağının sağlanmadığı ve grev sonrası alınması gereken besinlerinin cezaevi idaresince verilmediği,
* Cezaevi idaresi tarafından mahpusların fiziki koşulların yetersiz olduğu koğuşlarda tutuldukları, koğuşlardaki mahpuslara içme suyunun yeterince verilmediği, verilen suyun içilemeyecek kadar kirli olduğu ve temel insan hayatı kaynağı olan suyun ihtiyaçları karşılamaya yetmediği, pandemi sürecinde su kotası konulduğunu, açlık grevleriyle birlikte suyun sık sık kesildiği ve sıcak suyun verilmediği,
* Mahpuslara cezaevine ilk geldikleri andan itibaren psikolojik olarak baskı uygulandığı, cezaevine ilk girişlerde mahpusların darp edildikleri, cezaevine yeni gelen mahpusların çıplak aramadan geçirildiği,
* Gardiyanlar tarafından sürekli olarak kalabalık gruplarla koğuş aramaları yapıldığı, aramalarda; dolapların ve sair eşyaların dağıtıldığı, kişisel eşyalara el konulduğu, arama esnasında hijyen kurallarına dikkat edilmediği, gardiyanlarda eldiven ve galoşun olmadığı,
* Koğuşlarda banyo ve temizlik ihtiyaçlarını karşılayamadıkları, temizlik malzemelerinin yeterli olmadığı, koğuşların dezenfekte etme işlemlerinin göstermelik yapıldığı,
* Cezaevi düzenini ve güvenliğini tehlikeye sokmadıkları halde, sırf açlık grevine girdikleri için, her defasında disiplin cezaları verildiği, disiplin cezalarının giderek arttığı ve baskı aracı haline dönüştüğü, özellikle açlık grevinden sonra cezaevi idaresinin mahpuslara karşı sert ve olumsuz tutumlar sergilediği,
* Koğuşlara verilen yemeklerin ve su miktarının az olduğu, kantinden aldıkları eşya fiyatlarının çok yüksek olduğu, ürünlerin kalitesiz olduğu ve cezaevi idaresinin buna sessiz kalarak ya da bilinçli olarak fiyat artışlarıyla mahpusları ekonomik olarak zor durumda bıraktığı,
* Mahpuslara ait olan ajanda, mektup, defter ve benzeri eşyaların keyfi olarak verilmediği, verilen ajanda ve kitap kapaklarının yırtılarak ve çok geç ya da sınırlı olarak verildiği, kendilerine iade edilmeyen eşyalarla ilgili bir bilgi verilmediği ve bu eşyalarının akıbetinin bilinmediği,
* Yeni Yaşam ve Evrensel gazetelerinin kendilerine verilmediği, koğuşlar arası iletişimin ve mektuplaşmanın engellendiği belirlenmiştir.” (Mersin MA)
Tekrar kontrol edin
İçişleri Bakanı Yerlikaya açıkladı; 31 ilde 176 gözaltı
İçişleri Bakanlığı, 31 ilde 176 kişinin gözaltına alındığını duyurdu. Birçok kentte yapılan ev baskınlarına dair ...