HABERGRAM sade haber
On gün süren Roma, Napoli, Bari yolculuğu sonrası İtalya’nın Trieste limanına yükümüzü boşalttık. Bu sefer rota Fransa’nın Paris şehri. Limandaki diğer arkadaşlarla gidişimiz hakkında söyleşiler yaptıktan sonra İmsan’da çalışan arkadaşımız, Enver Gülşen’le birlikte Almanya’ya kadar birlikte gitmeyi kararlaştırdık. Hemen yeni yüklü dorselerimizi alarak yola koyulduk. Avrupa iki gün tatile girmiş. Azizler Günü, Cadılar Bayramı kutlamaları varmış. Bu nedenle tır sürüş yasağı var. Yasak başlamadan önce Avusturya sınırına yakın bir yerde bulunan Tavuklu Parka gidip orada dinlenmeyi kararlaştırdık.
Tavuklu Park, güzel nezih bir yer. Tam bir Çamlıyayla gibi dağlık bir alan. Eskiden burada maden ocağı varmış, şimdi kapalı. Sokaklar tertemiz, evler planlı yapılmış. İlk önce wc ihtiyacımızı görelim dedik. O da ne! wc girişi asansör kapısı gibi otomatik, içeriye girince kapılar kapanıyor, kağıt havlu için düğme, el yıkama ve kurutma için otomatik sensörler var. Bir de saat koymuşlar süren 15 dakika. Öyle fazladan meşgul etmek yok. Yaldız taharet için çeşme vb. su malasef yok. İşiniz bitince çıkmak için butona bastığınızda dışarıya çıkıyorsunuz, tüm wc otomatik yıkanıp temizlenip yeni gelecekler için hazır oluyor. İlk defa böyle bir modern sistem görüyorum.
Arkadaşımla yol boyunca yürümeye devam ediyoruz. Güzel bir sokak çeşmesinin başında resimler çekildikten sonra baraja doğru ilerliyoruz. Yolun solundaki mezarlığı ziyaret edip, ölmüşlere Fatiha verelim dedik. Sanki mezarlık değil de cennete çevirmişler her yeri. Bir sürü saksılarda birbirinden güzel canlı çiçekler, etrafta mumlar yanıyor. Duamızı yaptıktan sonra baraj istikametine doğru ilerliyoruz. Yol kenarında bir tünel görüyoruz. İçerisine girdik, ucu bucağı yok. Savaş zamanı bombalardan korunmak için yapıldığını tercüme ettik. Bir iki resim ve videodan sonra geriye döndük. Tavukların odun ateşinde nar gibi kızardıklarını gördükten sonra akşam yemeğimiz için araçların başına gelip sohbetler eliğinde afiyetle karnımızı çok şükür doyurduk.
