Havalar iyi ısındı. Öğlen saatlerinde tabiri yerindeyse yaprak bile kımıldamıyor. Arkadaşlara, geceleri yorganla yatıyoruz. Diye hava atarken, artık bu günlerde geceleri fanila ile yatmak zorunda kalıyoruz.
Ortalığı cırcır böceklerinin şarkıları şenlendiriyor. Sıcakların bastırmasıyla bahçemize ekmiş olduğumuz sebzeler de vermeye başladı.
Her zaman tedbiri elden bırakmamak ve dikkatli olmak lazım. Akşamüzeri Atdağının yola yakın tepe noktasında komşularımla sohbete başlıyorum. Komşum Zomzom Mustafa’ya yolda yürürken araç çarpmış. Çamlıyayla-Tarsus arası yolumuz dar. Kaldırım da yok. Kaldırımsız yolda yolun sol tarafından gidilmeli, gelen araçların durumlarına göre gerekirse yolu iyice terk etmeliyiz. Bizim Zomzom arkadaş yolun sağından gidiyor, iki araç yola zaten zor sığıyor, Zomzom’un yanından geçerken arkadaşın koluna, çat diye ses çıkartarak çarpıyor. Neyse ki aracın ayna kısmına çarpma gerçekleşiyor. Araç sahibi özür dileyerek yoluna devam ediyor. Kısacası Zomzom’u Allah korudu. Umarım arkadaşlar buradan ders çıkarır, kaldırımsız yollarda yolun solundan giderler.
Arada bir arkadaşlarla okey karşılaşmaları da yapıyor, stres atıyoruz. Kahveci ile şakalaşıyor,” bende bugün para yok hesabı arkadaşlardan al.” Diyorum. Kahveci bana sen kahveye gelmeden önce arkadaşların beni çağırdı, biradan Atdağı’ndan bir hoca gelecek hesabı o verecek dediler haberin olsun.” Demez mi? Kıran kırana bir mücadele sonrası dedikleri kursaklarında kalıyor. Bazen de arkadaşları kırmıyor, oyunda arada bir yeniliyor hesabı ödüyoruz. Çamlıyayla güzel, havası, suyu, ortamı başka. Günlerimiz hoş sohbetlerle gelip geçiyor. Sizlere de neşeli, hoş sohbetler dileğiyle…