Muharrem İnce, “Suriyelilere 50 milyar dolar vereceğine Türk çiftçisine 3 milyar dolar mazot desteği verseydin bugün ekmek fiyatını konuşmuyor olurduk. Mazotun yüzde 200 arttığı bir ortamda tarım desteğini yüzde 25 artırırsan, aç kalırız.”
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin Kahramanmaraş İl Başkanlığı’nı açmak üzere Kahramanmaraş’a geldi. Bir otelde basın toplantısı düzenleyen İnce’nin gündeminde tarım vardı. “Türkiye’nin neresine gidersek gidelim pahalılık konuşuluyor” diyen İnce, tarım politikaları üzerinden iktidara yüklendi. İnce şunları dile getirdi:
“DÜNYA AYÇİÇEĞİ İTHALAT ŞAMPİYONUYUZ”
“Türkiye’nin neresine gidersek gidelim pahalılık konuşuluyor. Dün akşam televizyonlarda haber geçiliyor. 3 gemi yola çıktı. Ukrayna ve Rusya savaşıyor biz de oradan ayçiçeği ve buğday bekliyoruz. Düştüğümüz durumun vahametini iyi düşünelim. Buğdayın ana vatanı neresi Türkiye, ayçiçeğinin en fazla ismi Türkiye’de var. Kimimiz ayçiçeği, kimimiz günebakan, kimimiz çiğdem der. Türkiye’nin hemen hemen 81 vilayetinde yetişiyor. Biz bunun yüzde 36’sını ithal ediyoruz. Dünya ayçiçeği ithalat şampiyonuyuz biz. AB’nin toplamından fazla ithalat yapıyoruz bu bize yakışmıyor. Zengin toprakların fakir çocukları olmak bize yakışmıyor.”
“İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİLDİR”
“Üretmeyen bir Türkiye! Yıllarca söyledik. Yapmayın, ithalat çözüm değildir. Geçen sene 24 Haziran’da çiftçi Ahmet amcadan 2 lira 25 kuruşa aldılar buğdayı, Ukraynalıdan 6 liraya alıyorlar şimdi. Yazık günah değil mi? 6 liraya Ahmet amcadan alsaydın da o çiftçi yeniden ekseydi olmaz mıydı? İthalat çözüm değildir. Bir gün savaş çıkar, satmazlar dediğimizde bizi kimse dinlemedi. Hala akıllarını başına toplamadılar.”
“TOHUM DAĞIT GÜBRE DAĞIT”
“Önlem alın, üretim seferberliği başlatın, saksıları dahi ekelim diyoruz; gecikmiş, hiçbir işe yaramayan önlemler alıyorlar. Hazine arazileriyle ilgili düzenleme yapıyorlar. Okuyorum ben anlamıyorum. Çiftçi o projeyi nasıl yapacak. Ektirsene kardeşim. Tohum dağıt, gübre dağıt!”
“MAZOTUN 10 LİRASINI DEVLET KARŞILASIN”
“Türkiye’de tarımda 4 milyar litre mazot kullanılıyor. 20 liranın üstüne çıktı mazot, 25’e gidiyor. 10 lirasını devlet karşılasa, 4 milyar litre mazotta 40 milyar TL yapıyor. 3 milyar dolar bile yapmaz. Suriyelilere 50 milyar dolar vereceğine 3 milyar dolar Türk çiftçisine verseydin bugün ekmek fiyatını konuşmuyor olurduk. Bu kadar basit. 3 milyar doları Türk çiftçisine vermediğin için bugün ucuz, bayat ekmek kuyrukları var. 50 sene önceye yeniden geri döndük. Akaryakıt kuyruğu, ucuz ekmek, yağ kuyruğu.”
İŞTE ÇÖZÜM
“11’inci buğday ihalesini yaptılar. İlk ihale 262 dolar, 11’inci ihale 450 dolar. Türkiye’de bunu çözmenin yolu var. Kopya çekmek serbest. Yeter ki yapın. Memleketin sorununu çözün. Millet aç kalmasın. İşte çözümü;
“KANAL İSTANBUL İŞİNDEN VAZGEÇ”
“Bir, Kanal İstanbul işinden vazgeç. GAP ile GOP ile uğraş. Trakya’da bitirilmeyen barajlarla uğraş. Tarımdaki sulamanın yüzde 75’i vahşi, yüzde 25’i yağmurlama, yüzde 5’i damla sulama. Buraya para harca. Buraya 3 yıl içinde 15 milyar dolar para harcarsan sulama sorununu çözersin. Projesi hazır. Hangi parti istiyorsa göndermeye Memleket Partisi olarak istiyoruz. Vahşi sulamada yüze 40 verim alıyoruz. Yağmurlamada yüzde 75, damlamada yüzde 98’e kadar verim alıyoruz.”
“TARIM ENVANTERİ ÇIKAR”
“İki, Türkiye’nin 2001 yılından bu yana bir tarım envanteri yok. Elimizde ne var ne yok bilmiyoruz. Önce bunu bir çıkaralım. Üç, ürün planlamasını yapalım. Neyi nerede ne kadar yetiştireceğiz. Bu sene para kazanıp, seneye de bundan çok ekip ürünü dalda tarlada bırakmayalım. “
“MAZOTUN 10 LİRASINI DEVLET KARŞILASIN”
“Mazotun 10 lirasını devlet karşılasın. Mazot yıllık yüzde 200’lerde, amonyum sülfat yüzde 274, elektrik yüzde 85 arttı. Ama tarım desteği yüzde 25 arttı. Mazotun yüzde 200 arttığı bir ortanda tarım desteğini yüzde 25 artırırsan, aç kalırız. Markete zabıta polis göndermekle bu iş olmaz. İktidar da marketçi, muhalefet de marketçi. Biri stokçular diyor, öbürü marketlere mektup yazıyor. Aralarında bir fark yok. Bu işi bilmiyorlar.”
ACİLEN HAL YASASINI ÇIKAR”
“Acilen bir hal yasası çıkarmak gerek. Tarlayla market arasındaki fark 4 katına çıkmış. Dünya sıralamasında üretimde ilk 2’te 21 ürünümüz var. Fındık var, kayısı var, üzüm var, antep fıstığı var. Ama ne yazık ki katma değer üretmeden satıyoruz. Stratejik ürünümüz var, değerlendiremiyoruz. Yaş satıyoruz. Kurutarak, dondurarak, işleyerek satmıyoruz. Bunu yapmıyoruz.”
“AKILLI KÖYLERE AKILLI TARIMA MUTLAKA GEÇMELİYİZ”
5 milyon tarımda istihdam var. Yalancı TÜİK’in rakamlarını söylüyorum, kimsenin inanmadığı TÜİK’in rakamlarını söylüyorum. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı 1,7 milyon ile 1,9 milyon arasında insan var. Ama 530 bin kişi tarım sigortası ödüyor. 85 milyonluk Türkiye’de 5 milyonda mülteci var 90 milyon. Eğer 90 milyonluk Türkiye’de 530 bin kişi tarım sigortası ödüyorsa bu millet Ukrayna’dan buğday almaya mecburdur. Mecburdur, çaresi yoktur bunun. Akıllı köylere, akıllı tarıma mutlaka geçmeliyiz. Marka üretmeliyiz. Zeytinyağımızı varillerle satmamalıyız, domatesimizi sandıklarla göndermemeliyiz, kurutmalıyız, dondurmalıyız, şişelemeliyiz, markalaştırmalıyız.
“GEMİ BEKLEMEK İSTEMİYORSAK DEDİKLERİMİ DİNLEYİN”
2021 yılında Türkiye yüzde 11 büyüdü, TÜİK’e göre. Ama tarım yüzde 2,2 küçüldü. Bu demektir ki yeniden ithalat cenneti olmaya devam edeceğiz. 2002’de mazot 1,48 lira, Erdoğan iktidara geldiğinde 1,48 lira. 20 liradan fazla üstüne koydu. 20 katına çıkardı 20 katına. Mazota gelen zam 20 kat. 20 yılda 20 kat. Yani böyle bir şey olamaz. Zamma baktım; 2022’de ocak geçti, şubat geçti, martın ortasına doğru geliyoruz. Hemen hemen her gün bir zam var. Değerli arkadaşlarım, savaşta olan ülkeden gemi beklemek istemiyorsak bu dediklerimi dinlememiz lazım.
PROBLEMİN YÜZDE 25’İ KÜRESEL YÜZDE 75’İ YANLIŞ YÖNETİMDİR
“Garip olanda şu; bunlar Erdoğan’ın suçu mu, ülkeyi yönetenlerin suçu mu, küresel bir problem mi? Küresel problemin payı var mı? Tabii ki var. Dünyada enerji fiyatları artmış, Rusya Ukrayna’ya saldırmış, payı var. Yüzde 25’i küreseldir, yüzde 75’i yanlış yönetimdir. Gerekçesini de söyleyeyim; Peki Rusya’nın kredi risk birimi mi düşük olur, Türkiye’nin mi düşük olur? Normalde Rusya’nın daha düşük olması gerekir. Savaşta, bütün dünya karşısında Rusya’nın kredi risk birimi 400’ün biraz üzerinde, Türkiye’nin kredi risk birimi 600’ün üzerinde. Demek ki Türkiye daha riskli bir ülke olarak görülüyor dünyada. Yani şundan çok eminim Türkiye’yi yönetenler tarımı yanlış yönettikleri için, hayvancılığı yanlış yönettikleri için, Türkiye’yi bir mülteci cennetine döndürdükleri için, keyfi yönettikleri için, hukuka inanmadıkları için, bugün bu durumdayız.”
[17:46, 10.03.2022] Millet Partisi Ziya Köseoğlu: İNCE: “Doktorlara gidin diyeceğine, sen doktora git bence”
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, partisinin İl başkanlığını açmak üzere geldiği Kahramanmaraş’ta düzenlediği basın toplantısında doktorlara yönelik “Varsın gitsinler” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yüklendi. İnce şunları dile getirdi:
“O GİTSİN YA YAKINDA GİDECEK ZATEN”
“Dediği lafa bak ya Allah aşkına. Doktorlar isterseniz gidin diyor. Nereye gönderiyorsun ya. Doktorlara gidin diyeceğine, sen doktora git bence. Acil gitmeli hem de acilden giriş yapmalı. Erdoğan böyle dedi diye yakında polikliniklerde, beğenmiyorsan git diye vatandaşlar doktorlara bağırmaya başlar. Bu doğru değildir. Onlara bizim ihtiyacımız var. Buradan onlara sesleniyorum; çocuklar, doktorlar, evlatlarım, öğrencilerim, hiçbir yere gitmiyorsunuz. Memleket bizim. O gitsin ya, yakında gidecek zaten. Biraz sabredin gidecek. Size ihtiyacımız var.”
“DEĞER GÖRMEDİKLERİ İÇİN GİTMEK İSTİYORLAR”
“Kalp ameliyatını siz yapacaksınız, tansiyonumuzu siz düşüreceksiniz, ameliyatlarımızı siz yapacaksınız. Size ihtiyacımız var bizim. Para için yapmadığınızı biliyorum. Dönüp dolaşıp da işi paraya getirmeyin. Doktorlar bu ülkeden gitmek istiyorsa para için gitmek istemiyorlar. Pandemi de ne kadar fedakarlıklara çalıştıklarını hepimiz gördük. Aşağılandıkları için, özgürlüklerine halel geldiği için, şiddet gördükleri için, değer görmedikleri için gitmek istiyorlar.”
“MEMLEKETİMİZİN SİZE İHTİYACI VAR”
“Az önce bir doktor arkadaşım mesaj yazmış, 50 yaşında. İsveççe öğreniyorum, ben de gideceğim diyor. Bu nedir yahu, aşağılıyor beni diyor. Sevgili doktorlar, benim akıllı öğrencilerim, siz üniversite sınavında yüksek puanlar almış, matematiği, fiziği, kimyayı yüksek notlarla geçmiş çocuklarsınız. Memleketimizin size ihtiyacı var. Bazı haddini bilmeyenler size hakaret etti diye, polikliniklerde teşhisi beğenmeyip size şiddet uyguladı diye, memleketi terk etmek yok. Burada kalacağız. Memleketin derelerini biz temizleyeceğiz, ormanlarını biz koruyacağız, hastalarını siz iyi edeceksiniz, sokaklarını biz temizleyeceğiz bunu birlikte yapacağız.”