İtalya’nın Prato şehrindeyim. Trieste limanından aldığım kumaş yüklü tır dorsesini yarın boşaltacağız. Hava yağmurlu ama soğuk değil. Geceleri aracın içerisinde yatıyor, internet üzerinden bilgisayarım aracılığıyla haber kanallarını dolaşıyorum. Arada bir de köşeme yazı hazırlıyorum. Buraya Cuma günü geldim. Gümrük işlemleri biraz uzayabiliyor. Cumartesi ve Pazar tatil. Pazar günü kesinlikle arcımızı kullanmıyoruz. Ben de arkadaşlarla etrafı gezme fırsatı buluyorum.
Patika yollardan, çimenlerin arasından yürüyoruz. Etrafımıza bakınca, köpeğini alıp gezdiren çok sayıda insan görüyoruz. Dere kenarlarında oltasıyla balık tutanları da görmek mümkün. Ama her sokak arasında mutlaka bir köpek gezdiren birisini görürsünüz.
Alış veriş merkezine gidiyoruz. İçerisi kalabalık. Fiyatlara gelince bana göre çok pahalı. Bir poşet erzak alıyoruz. Otuz,kırk euro ödüyoruz. Kazancımıza göre normal sayılır. Ama bizim orası ile karşılaştırınca, çok pahalıymış gibi geliyor. Balık, et ürünleri çok ucuz. Sebze, meyve ve ekmek pahalı.
Derken bir mezarlık görüyoruz. İçerisi tertemiz. Adamlar ziyarete gelirken saksıda çiçek getirip, mezarın başucuna koymuşlar. Dönüş yolu başlıyor ve birde bakmışız sekiz, on kilometre yol gidip gelmişiz. İşte şimdilik böyle…