Meclis’te görüşülen “Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
AKP Manisa Milletvekili Uğur Aydemir ve 42 milletvekilinin, “Vergi Usul Kanunu ile Kurumlar Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü. AKP ve MHP oylarıyla teklif kabul edilerek, kanunlaştı.
Teklif görüşmelerinde söz alan HDP Milletvekili Necdet İpekyüz, 2 maddelik bir teklifin görüşüldüğünü vurguladı. İktidarın kanun yapma yöntemini eleştiren İpekyüz, “Böyle 2 maddelik teklifler pek gelmez ama giderek buna benzer uygulamalara alışıyoruz bu dönemde. Neden? Çünkü yasamanın giderek kalitesi düşüyor, bir keyfiyete dönüşüyor. Neden? Çünkü her seferinde biz Plan ve Bütçe Komisyonunda çalışırken ‘Niçin alt komisyonlar çalışmıyor, niçin etki analizi yapılmıyor, niçin demokratik kitle örgütleriyle buluşulmuyor, niçin sivil toplum örgütleriyle buluşulmuyor?’ dediğimizde dikkate alınmıyor. Niçin alınmıyor? ‘Ben bilirim, benim dediklerim doğrudur’ Ama ‘Ben bilirim, benim dediklerim doğrudur’ dediklerinin büyük bir çoğunluğu yoksulluğa, büyük bir çoğunluğu işsizliğe, büyük bir çoğunluğu umutsuzluğa doğru sürüklüyor ve ülke gittikçe bir karanlığa doğru ilerliyor. Nedir? Otoriterleşme artıyor, baskı artıyor, korku artıyor” dedi.
‘SERMAYEYE KOLAYLIK’
“Bu getirilen, hazine garantili, dolara endeksli mevduat hesaplarını kim karşılıyor?” diye soran İpekyüz, şöyle açıkladı: “Ya, son dönemde bütün vergi yapılandırmalarını biz sermayeye yönelik yaptık. Şirketlere diyorlar ki ‘Senin, kambiyo döneminde ekim ile aralık ayı boyunca kazandığın paradan bir kere biz vergi almayacağız, bunu hesaba katmayacağız. Bu parayı yatırdığında gelecek faizden de vergi almayacağız.’ Peki, bu parayı kim veriyor? Hazine veriyor. Peki, hazine kimden alıyor? Emekçiden alıyor, memurdan alıyor, işçiden alıyor, küçük esnaftan alıyor. Çünkü neden? Vergi vermesi gerekenler vermiyor, vergi cennetlerinde parayı götürüyorlar, bunu çok iyi biliyoruz. Ve ne deniyor? İstediğin kadar parayı getir, hesap sormayacağım. Bir taraftan da istediğin kadar parayı götür hesap sormayacağıma dönüştü. Sermayeye kolaylık.”
‘GELİŞTİRMİŞ OLSAYDINIZ 3 BAKAN DEĞİŞMEZDİ’
Türkiye’de ithalata dayalı bir üretim olduğunun altını çizen İpekyüz, “Ham madde yok, ithal ediliyor, ithal edildiği sürece de siz ne yaparsanız yapın kurla ilgili düzenleme yapamazsınız. Dolar yükseliyormuş; dolar değil arkadaşlar, Türk lirası değer kaybediyor, Türk lirası artık sürünüyor. ‘Ekonomiyi ben bilirim’ demekle olmuyor. Bilmiş olsaydınız 4 Merkez Bankası yöneticisini değiştiremezdiniz Cumhurbaşkanlığı sistemimde, 3 bakanı değiştiremezdiniz ve şu anda da yeniden değişimden söz ediliyor. Bu kadar kendinize güvenmiş olsaydınız, geliştirmiş olsaydınız, bunlar olmazdı. 27’inci Dönem Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde giderek insanlar daha da yoksullaştı, işsizleşti, enflasyon arttı. Eğitimle ilgili, sağlıkla ilgili, araçla ilgili, konutla ilgili, barınmayla ilgili, geçinmeyle ilgili bir düzenleme yok, hiçbir düzenleme yok ama -burada dedikleri gibi- ne deniyor? “Gel paranı faize yatır, dolar garantili ve ben vergi almıyorum senin faizden.” İşte, asıl faizcilik budur, asıl faizcilik faizden vergi almamaktır, o ranta kapı açmaktır. Bunu yaptığınız sürece siz tefecilikten kurtulamazsınız, faize muhtaçsınız” şeklinde konuştu.
‘FAİZLE MÜCADELEDEN FAİZDEN GELİR ALMAMAYA GELDİNİZ’
CHP Milletvekili Abdullatif Şener getirilen kanun teklifinde yer alan ikinci maddeye dair “Kurumlar vergisi mükellefleri ile bilanço esasına göre defter tutan gelir vergisi mükelleflerinden, bunların döviz ve altınlarını en az üç ay vadeli Türk lirası mevduata dönüştürmeleri hâlinde kur farkı ve faiz gelirleri üzerinden vergi alınmayacağını” düzenlediğini belirtti. “Faizle mücadele ediyoruz” diye aylardır nutuk atan iktidarın “Faiz gelirlerinden vergi almıyoruz” noktasına geldiğini kaydeden Şener, “Yani aklıma geliyor; vay sizi faizciler vay, sizi gidi faizciler sizi! Hem de öyle pekiştirerek yazmışlar ki saydım, tam 4 kez ‘Faizden vergi almıyoruz’ diye yazmışlar. Hani faizle mücadele ediyordunuz? Hükûmet aslında bütün faizleri artırıyormuş. Başta hazinenin borçlanma faizleri olmak üzere, o günden bugüne piyasadaki bütün faizler arttı. ‘Faize karşıyız’ dediler, faizci olduklarını gösterdiler, ‘yüksek kur iyidir’ dediler, şimdi kuru düşürmek için mücadele ettiklerini söylüyor. Böyle bir politika olmaz, çelişkilerle yoğurulu bir model olmaz; ortaya bir model koyduğunuz zaman bunun tutarlı bir tarafı olur” ifadelerini kullandı.
‘HANİ CARİ FAZLA VERECEKTİ’
“Hani izlediğiniz politika ihracatı artıracaktı, ithalatı azaltacaktı, cari fazla verecekti” diye soran Şener, “Bu maddeyle Hükûmet şirketlere diyor ki: ‘Dövizinizi ve altınınızı yatırıma bağlarsanız yani dövizinizle, altınızla yatırım yaparsanız, üretim yaparsanız, ihracat yaparsanız kazancınızdan vergi alacağız. Ama bunu yatırıma dönüştürmez, üretime dönüştürmez, kasanızda tutarsanız, bir mevduatta tutarsanız sizin faiz gelirlerinizden vergi almıyoruz.’ Hani siz üretimi, ihracatı teşvik etmeye çalışıyordunuz? Bu madde nedir arkadaşlar? Bu madde tam tersini söylüyor” dedi.
‘YENİ MADDELERLE BU İŞİ ÇÖZEMEZSİNİZ’
Kasım ayında 2,7 milyar dolar cari açık verildiğini hatırlatan Şener, “Hani cari açığı kapatıyordunuz? Bir ay kapandı diye bayram yaptınız ‘Bakın, politikalarımız cari fazla vermeye başladı’ diye. Her kriz döneminde, doların her fırladığı dönemde, 2001 krizinde de 94 krizinde de zaten ekonomide cari fazla vardır. Demek ki politikalarınız işe yaramıyor, demek ki sizin politikanız yok, aklınıza geldikçe konuştuğunuz her şeyi politika zannediyorsunuz. Sadece cari açığı artırmadınız, risk primini artırdınız. Bugün itibarıyla risk primi 543’tür. Bu ne demek biliyor musunuz? ‘Gidip de yurt dışında döviz cinsi borçlanacağınız zaman diğer dünya ülkelerine göre yüzde 5,5 daha fazla faiz ödeyeceğiz’ demek istiyorsunuz. Bunun neresi başarı, bunun neresi politika? Enflasyonu zaten fırlatmışsınız, her taraf yangın yerine dönmüş. Dolayısıyla her pakette yeni bir madde getirerek bu işi çözemezsiniz” diye belirtti.
BEŞTAŞ: YAMAYLA ÖRTMEYE ÇALIŞIYORLAR
CHP, İYİ Parti ve HDP kanun tekliflerine “hayır” oyu kullanacaklarını açıkladı. Beştaş, “Açıkçası şu anda toplumun tamamının sorunlarına çözüm üretmek yerine iktidar sermayedarlara yönelik teklif getiriyor. Kur korumalı mevduatın basiretsizliği yeni bir yama ile örtülmeye çalışılıyor. Biz de bu nedenle hayır oyu vereceğiz” dedi.
Genel Kurul’da yapılan görüşmeler ardından getirilen kanun teklifi oylama ile kabul edildi. Oylamaya 292 milletvekili katılırken, 241 kabul ve 51 ret oyu kullanıldı. AKP ve MHP oylarıyla kanun teklifi kabul edilerek, yasalaştı.
Söz konusu kanun teklifiyle şu düzenlemeler getiriliyor:
“Madde 1- Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci maddesine göre enflasyon düzeltmesine ilişkin şartların oluşması halinde, şartların gerçekleştiği hesap dönemlerinde mali tabloların enflasyon düzeltmesine tabi tutulması gerekmektedir. Enflasyon düzeltmesi 2003 ve 2004 yıllarında uygulanmış ve mezkûr maddenin A fıkrasının (9) numaralı bendi kapsamındakiler hariç, sonraki dönemden günümüze kadar şartların gerçekleşmemesi nedeniyle enflasyon düzeltmesi yapılmamıştır. Bununla birlikte 3/6/2021 tarihli ve 7326 sayılı Kanunla geçici 31 inci maddede yapılan düzenlemeyle 31/12/2021 tarihine kadar mükelleflerin taşınmazlarını ve amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi imkanı getirilmiştir. Yine 2021 yılında aynı Kanunda, 14/10/2021 tarihli ve 7338 sayılı Kanunla yapılan değişikliklerle de; amortismana tabi iktisadi kıymetler bakımından sürekli yeniden değerleme uygulamasının, enflasyon düzeltmesi koşullarının oluşmadığı dönemlerde tekrar uygulanabilmesi mümkün hale getirilmiştir.
VERGİYE TABİ OLMAYACAK
Mükelleflerin, söz konusu yeniden değerleme imkanları ve 2004 yılından itibaren enflasyon düzelttirmesinin uygulanmaması gerekçeleriyle, şartlar oluşsa bile enflasyon düzeltmesi uygulamasının ertelenmesi taleplerine istinaden, yapılan bu düzenlemeyle 2023 yılı sonuna kadar enflasyon düzeltmesi yapılmaması sağlanmaktadır. Ayrıca, 2023 yılı hesap dönemi sonu itibarıyla yapılacak enflasyon düzeltmesi neticesinde belirlenen geçmiş yıl kârının vergiye tâbi tutulmaması, geçmiş yıl zararının zarar olarak kabul edilmemesi öngörülmektedir.
BANKALARA TL’YE ÇEVİRME TEŞVİKİ
Madde 2- Madde ile bankacılık sistemindeki toplam mevduat ve katılım fonu büyüklüğü içerisinde Türk Lirasının payının artırılarak finansal istikrarın desteklenmesi amacıyla, yabancı paraların Türk Lirasına çeviren kurumlar vergisi mükelleflerinin dönüşüm esnasında oluşan kur farkı kazançları da dâhil olmak üzere bu kapsamda açılan vadeli ‘Türk Lirası mevduat ve katılma’ hesaplarından elde edecekleri faiz ve kar paylarının vergiden istisna edilmesi amaçlanmaktadır.
Buna göre, kurumların döviz tevdiat ve katılma hesaplarında bulunan yabancı paralarını dördüncü geçici vergi dönemine ilişkin beyannamenin verilme tarihine kadar Türk Lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk Lirası varlıkları en az üç ay vadeli Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendirmeleri durumunda, dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan kur farkı kazançlarının son üç aya isabet eden kısmı istisna edilmektedir. Ayrıca yabancı para cinsinden varlıkların Türk Lirasına çevrildiği tarihte oluşan kur farkı kazançları ile vade sonunda elde edilen faiz ve kar payları kurumlar vergisinden istisna edilmektedir. Mezkur istisnaya, dönüşümün desteklenmesi kapsamında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından yapılan destek ödemeleri ve dönem sonu değerlemesinden kaynaklanan faiz ve kar payları da dâhil edilmektedir.
KURUMLAR VERGİSİNDEN MUAFİYET
Diğer taraftan maddenin ikinci fıkrası ile 2022 yılı sonuna kadar yabancı paraların dönüşümün desteklenmesi kapsamında dönüşüm kuru üzerinden Türk Lirasına çevirmek suretiyle en az üç ay vadeli Türk Lirası mevduat ve katılma hesaplarında değerlendiren kurumların bu hesaplardan elde edecekleri kazançların da (faiz, kar payı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca yapılan destek ödemeleri dâhil) kurumlar vergisinden istisna edilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda bir geçici vergi döneminden sonra Türk Lirasına dönüşümün gerçekleşmesi durumunda dönem sonu ile Türk Lirasına çevrildiği tarih aralığına isabet eden kur farkı kazançları da istisna edilmektedir.
ALTINI TL’YE DÖNÜŞTÜRME
Öte yandan, maddenin üçüncü fıkrasında, kurumların altın cinsi hesaplarındaki varlıkları ile işlenmiş ve hurda altın karşılığı altın hesabı bakiyelerini dönüşüm fiyatı üzerinden Türk Lirasına çevirmeleri ve bu suretle elde edilen Türk Lirası varlığı maddede belirtilen asgari süreler dâhilinde değerlendirmeleri durumunda, altının Türk Lirasına çevrildiği tarihte oluşan kurum kazancı ile dönem sonu değerlemesinden kaynaklananlar da dâhil olmak üzere bu kapsamda açılan hesaplardan vade sonunda elde edilen faiz ve kar payları ile diğer kazançların kurumlar vergisinden istisna edildiği hükmüne yer verilmektedir. Maddenin son fıkrası ile bu kapsamda açılan hesaplardan vadesinden önce çekim yapılması durumunda istisna edilen tutarlar nedeniyle zamanında tahakkuk ettirilmeyen vergilerin vergi ziyanı cezası ve gecikme faizi uygulanmak suretiyle tahsil olunacağı hükmüne yer verilmektedir.” /MA/